Savaşta geçti tüm yaşamım,

Yağmurlu siperlerden

gördüm güneşin doğuşunu,

Irmaklardan geçtim geceleri,

Bir elim, bir ayağım ve başım sarılı,

Bir elim, bir ayağım ve bağrım çamur,

Gözlerim suskun, kederli…

(Nikiforos Vrettakos)

“Barut Kokulu Çiçekler”, Orhan Bahtiyar’ın yedinci kitabı. Günümüzde “Hayallerinin Peşinde Koşan Adam” olarak ünlenen yazar kurgu, tarih ve ezoterizm üçlemesi romanlarıyla belirlemiş rotasını yazınımızda. Örneğin; “İdeon-Tanrıların Yolu”, İda’da (Kazdağları) geçer. Bir grup Alman ve bir grup Amerikalı askerin 1943’te tesadüfler sonucu Kazdağı’nda bir Alevi köyünde bir araya gelmelerini ve yaşadıklarını anlatır. Yazar; genellikle dil, din, ırk, mezhep, para, politika, gibi paravanlar ortadan kaldırıldığında geriye -sadece- insanın kaldığını aktarır yapıtlarında. Kurgu ile gerçeği ustalıkla harmanlıyor, aralarına da fantastik ve ezoterik öğeler katıyor. Böylelikle romanları da renkleniyor, heyecanla okunabiliyor.

***

Orhan Bahtiyar, Damla Kaan’a verdiği röportajda “tarih kitabı yazmadığını, tarihçi olmadığını” ifade eder ve ekler; “Yaptığım şey tarihin omurgasını kaydırmadan dönemin önemli olaylarını kurgu ile zenginleştirerek birbirini içine örmekten başka birşey değil. Tabii neyi anlattığınız kadar nasıl anlattığınız da önemli. Sonuç itibariyle ben entelektüel bir sezgi yaratmaya çalışıyorum. Amacım; okurun zihninde bir kıvılcım çaktırmak ve onu belki de haddim olmadan daha fazla okumaya ve araştırmaya heveslendirmek. Benim için tarih rakamlardan ibaret bir olgu değil, bir değirmencinin bir krala ‘Berlin’de hakimler var’ diyerek haykırabiliyor olmasıdır. İşte tarih böyle anlarda yazılır!”

***

“Barut Kokulu Çiçekler”, 1940 yılların işgal altındaki Atina’sını anlatıyor. Avrupa ile Yunanistan’ı da çiğneyen faşizme karşı omuz omuza direnen Türkler ve Yunanlıların mücadelesine ilişkin öyküleri içeriyor. Orhan Bahtiyar öykülerini; “kalbe dokunan” öyküler olarak tanımlıyor. “Barut Kokulu Çiçekler”, faşist İtalya’nın Yunanistan’a kaçınılmaz saldırısı sırasında Binbaşı Dimitri Çekuras ve yoldaşlarının hikâyesi. Binbaşı Çekuras’ın birliğinde Türkler de var, ölümden kurtarmaya çalıştığı kızı Anatola’nın yürek burkan öyküsü de! İkinci Dünya Savaşı’na girmeyen Türkiye'nin Yunanistan'a nasıl yardım ettiğini de! Sayfalar arasında Glafkos Klerides, Otto Skorzeny, Aris Velouchiotis, Georgios Grivas, İsmet İnönü, Refik Saydam gibi gerçek kişilerle sağlamlaştırılan atmosferin altında yaşayan roman kahramanlarına inanıyorsunuz.

***

Eleştirmen M.Fırat Pürselim’in ifadesiyle; “Orhan Bahtiyar, çok konuşulan bir konu olan İkinci Dünya Savaşı’nın en az kelam edilen yanlarından olan savaşa katılan Türklerin hikâyesini başarıyla anlatıyor.”

Tarihi, kurgu biraz da -macera soslu- romanlara ilgi duyanlar için “Barut Kokulu Çiçekler”, dönemin ruhunu anlamaya yarar bir roman!..