Gazeteci Barış Terkoğlu, Onlar TV YouTube kanalında açıkladığı bir haber nedeniyle gözaltına alınarak ifade verdiği Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nden serbest bırakıldı. ANKA Haber Ajansı’na konuşan Terkoğlu, “Benim telefonuma el konma nedeni belli. Eğer konu yanıltıcı bilgi olsaydı zaten video ortada. Neredeyse 6 dakikalık bir video. Konu, bu haberi benim nasıl öğrendiğim, nasıl duyurduğum. Bunun peşinde olunduğu için telefonuma el kondu” dedi.
Gazeteci Barış Terkoğlu, Onlar TV YouTube kanalında açıkladığı bir haber nedeniyle gözaltına alınarak ifade verdiği Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nden serbest bırakıldı. ANKA Haber Ajansı'na konuşan Terkoğlu, "Benim telefonuma el konma nedeni belli. Eğer konu yanıltıcı bilgi olsaydı zaten video ortada. Neredeyse 6 dakikalık bir video. Konu, bu haberi benim nasıl öğrendiğim, nasıl duyurduğum. Bunun peşinde olunduğu için telefonuma el kondu" dedi.
Onlar TV YouTube kanalında yaptığı bir haber nedeniyle gazeteci Barış Terkoğlu, İstanbul İl Jandarma Komutanlığı tarafından gözaltına alındı. "Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" iddiasıyla Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde ifade veren Terkoğlu, yurt dışı çıkış yasağı adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Çıkışta ANKA Haber Ajansı'na konuşan Terkoğlu, yaptığı işin gazetecilik ve habercilik olduğuna vurgu yaparak şunları söyledi:
"Hiç yanlış olduğunu düşünmediğim ve yanlış olmadığı da bence ispatlanan bir haber yaptım. Haber çok basit. Türkiye'nin gündemindeki uyuşturucu operasyonlarıyla ilgili, öyle insanların cep telefonu mesajlarını, öyle özel hayatlarını hiç ortalığa sermeden, tamamen kamuoyunu ilgilendirdiği kadar, kamuoyunu ilgilendirdiği yanıyla haber yaptım. Neydi bu haber? Polis, bu operasyonlarda adı çokça geçen bir mekana gidip kimlik ve uyuşturucu araması yaptığı sırada içeride bir savcıyla karşılaşıyor. Polis, savcıya herhangi bir şekilde arama veya işte başka özel muamelelerde bulunamıyor. Bu karşılaşmayı ancak bu talimatı veren bir başka savcıya bildiriyor. Bunu yaptığını söyledim. Haber bu kadar. Biliyorum ki bu haberin yapılması istenmiyor. Çünkü Türkiye'de şu anda bu operasyonu yapan savcılık burada. Orada yakalanan savcı da orada. Bu bilginin topluma ulaşması istenmiyor ama ben gazeteci olarak kimseyi mutlu etmek için, kimsenin istediği şekilde haber yapmak için, istediği gerçeği duyurup istemediklerini duyurmamak için gazetecilik yapmıyorum.
"İfademde yaptığım haberi savundum"
Ben kamuoyunun ne bilmesi gerekiyorsa, kamuoyunun yararına ne varsa onu duyuruyorum. Bu haberi ben dün yaptıktan sonra akşam beni aradılar, doğruladılar. HSK bu konuyla ilgili bir inceleme başlatmış. Sabahleyin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bir açıklama yaptı. Dedi ki, 'Evet, bu olay doğru. Böyle böyle yaşandı. Biz de HSK'ya bildirdik'. Yine de ortada bu gerçeğin kalması tatmin etmedi bazı insanları. Bu yüzden bir de böyle bir şeyle beni gözaltına alıp burada ifade verdirdiler. Ben ifademde yaptığım haberi savundum. Avukatlarım şahit. Hatta dedim ki 'Eğer haber hatalıysa ben adli kontrol talep etmiyorum. Beni tutuklayın' dedim. Son kertede bana bu haberin yanlış olduğunu söyleyebilecek tek bir cümleyle karşılaşmadım. Eğer 'Halkı yanıltıcı bilgi verdi' diyorsanız hangi bilginin yanıltıcı olduğunu söylemeniz gerekiyor. Böyle bir şey duymadım içeride. O yüzden yaptığım haberin arkasındayım.
"Yaptığım gazeteciliğin arkasındayım"
Yaptığım gazeteciliğin arkasındayım. Verdiğim gerçeğin arkasındayım. Eğer yanlış olsaydı o zaman kendimi kötü hissederdim. Şu an son derece halkın karşısında onlara doğru bir şeyler söyleyebildiğim için mutluyum. Bedeli ne olursa olsun bu bedeli ben daha önce ödedim. Yine ödemeye devam ederim. Bana ilk sorulan soru 'Bu haberi nereden öğrendin'. Zaten ifademe bakabilirsiniz. İlk cümlelerimde 'Ben bunu açıklamak zorunda değilim. Kanunen açıklamak zorunda değilim. Öte yandan da bunu açıklamayan kişi artık gazetecilik mesleğini yapamaz bu ülkede' dedim. Hepsini geçtim, dedim ki savcıya 'Ben bunu açıklasam siz bundan sonra benimle bir haber üzerine konuşur musunuz' diye. Açıkçası benim telefonuma el konma nedeni belli. Eğer konu yanıltıcı bilgi olsaydı zaten video ortada. Neredeyse 6 dakikalık bir video. Konu, bu haberi benim nasıl öğrendiğim, nasıl duyurduğum. Bunun peşinde olunduğu için telefonuma el kondu. Bu kadar basit bir mesele."
Avukat Ermaner: Savcı, haberin doğru olmadığını bilmiyorsa yanıltıcı olduğunu iddia edemez
Terkoğlu'nun avukatı Enes Hikmet Ermaner de adli kontrol kararı verilmesine tepki göstererek süreci şöyle anlattı:
"Burada yine bir hukuksuzluk yaşanıyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Barış Terkoğlu'nun dün akşam yayınladığı video üzerine bugün bir soruşturma başlatıyor. Bu soruşturma da TCK 217/A'da düzenlenen halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçlaması. İfade için savcıyla görüştüğümüzde savcının bizzat kendi söylediği şey şuydu, 'Ben bu haberin doğru mu, yanlış mı olduğunu bilmiyorum. Dolayısıyla bu konu hakkında yorum yapamam'. Savcı eğer yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçlamasıyla bir soruşturma başlatıyorsa o bilginin öncelikle doğru olup olmadığını bilmek zorunda. Savcı eğer bu açıklamanın, bu haberin doğru olmadığını bilmiyorsa burada yanıltıcı bir bilgi olduğunu iddia edemez. Dolayısıyla dosyada öncelikle böyle bir usulü eksiklik söz konusu. Müvekkilimin videosundan sonra hem kendisine ulaşan haber kaynakları hem başka gazeteciler de bu konu hakkında paylaşımlar yaptı ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın da yaptırmış olduğu haber ve açıklama doğrultusunda bu konunun aslında doğru olduğu ortaya çıktı.
"'Haberi kimden öğrendin' suçlamasıyla gözaltına alındı"
Doğru olduğu ortaya çıkan bir konu hakkında müvekkilim yine de halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçlamasıyla gözaltına alındı. Gözaltına alınmakla da kalınmadı, telefonuna el konuldu. Eğer siz bir şüphelinin telefonuna el koymak istiyorsanız oradan bir delil elde etme amacınız olması gerekir. Biz bu dosyaya baktığımızda dosyadaki tek delil, Barış Terkoğlu'nun dün paylaşmış olduğu video. Dolayısıyla bu videonun kaybolma olasılığı yok. Kaldı ki Barış Terkoğlu da zaten bu videoyu kendisinin çektiğini ve yayınladığını kabul ediyor. Demek ki burada savcılığın bu telefona el koymakta başka bir amacı var. Bu amacını da biz ifade aşamasında Barış Terkoğlu'na ısrarla sormuş olduğu 'Haber kaynağınız kim' sorularından anlıyoruz. Burada aslında Barış Terkoğlu halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçlamasıyla gözaltına alınmadı. 'Sen bu haberi kimden öğrendin' suçlamasıyla gözaltına alındı."