Hey heey, yine de hey hey!

GÖKOVA, sonsuz maviliklerin ülkesidir. Bir Muğla türküsü kapıp koyuverin; türkü göklere yükselip masmavi olur. Burada denizin dalgaları dağlara yürür; dorukları kar gibi bulutlar bürür. Buranın DAĞLAR’ı denizde yüzer; Kaptan Dağlar Gökovalı denizlerde gezer.

Buranın ovalarında tadı bilinmedik otlar biter; ormanlarda adı bilinmedik kuşlar öter. Bacalardan kara bulutlar değil, ak dumanlar tüter!

Denizlerinde derinler, Kadın Azmağında serinlersin! Karya kadınları, tarihin ilk kadın amirali / 1. ve kocası için Dünyanın Yedi Harikasından birisini inşa ettiren 2. Artemisia’nın torunlarıdır. Erkekleri bulutla uçar, ata biner yaya kalmaz; Muğla kadınları erkeklerden arkaya kalmaz. Bu iklimde kadın erkek hep bir insan olur; bakarsın Zemheri ayında ortalık nisan olur.

Gözlerinle görürsün; yamaçlarda sarı solmazlar, anılarıyla yaşayanlar ölmezler vardır.

Serinlik ararsan Azmak başı, Karain, Kayadibi’dir; ovası şahaser tablo, kıyı ve koyları oya gibidir.

Ot arasında mantarla, çam dibinde çıntarla beslenirsin; binbir çiçekle süslenirsin. Manevi Babam Halikarnas Balıkçısını Cennet’e götürmüşler:

  • Hani Gökova, demiş; “Yeryüzü Cenneti burasıdır” demiş, başka şey dememiş.

“Napoli’yi gör de öl!” demişler, bu da söz mü canım?

Gökova’yı gör ve yaşa!

Başka yer ölünüp nur içinde yatılacağına, Gökova’da nur içinde yaşanır…

Çağlar boyunca meşhur sözdür:

“İnsan Karia’da yaşar; Muğla’nın Gökova’sından başka yerde nasıl yaşanır, insanın aklı şaşar." 

Yaşa Gökova, insanınla, ATATÜRKİYE sevginle binler yaşa!..