Amatör futbol liglerimize on yıl önce yeni bir kavram eklendi. Daha doğru bir ifade ile yeni bir lig ve yeni bir statü ile tanışıyorduk. Bu yeni lig, profesyonel 3. Ligler ile yerel amatör ligler arasına eklenen, adına da bölgesel amatör lig (BAL) denen ligdi. Öncesinde, süper amatör ligde başarılı olan ekipler, terfi maçlarına çıkarlar ve orada da başarırlarsa profesyonel olurlar ve 3.lige merhaba derlerdi. Yani yerel amatörden sonra 3.Lig gelirdi.

Artık öyle değil!

2010 yılından beri koşuluyor BAL. Ancak içerdiği enteresan statü nedeniyle sürekli tartışılıyor. Statüyü kısaca hatırlatıyorum; ülke genelinde yüz otuz ile yüz elli arasında takım, on üçerli ya da on dörderli gruplara ayrılıyorlar. Grup birincileri kendi aralarındaki terfi maçlarından sonra profesyonel 3.lige çıkmaya hak kazanıyorlar. Grupların içerisindeki takımlar da, il kontenjanlarına göre belirleniyorlar. Mesela, İzmir’in bu sene kontenjanı yedi takım (Bergama Belediyespor ve Bucaspor’un 3.ligten düşmeleri sebebiyle, beş olan sayı yediye çıkmıştı sezon başında).  Bu yedi takımımız, 8. grupta üçü ve 10. grupta da dördü olmak üzere mücadelelerine devam ediyorlar. Statünün garipliği şurada ortaya çıkıyor; grup içerisinde kendi aralarındaki en kötü il takımı ligden direkt düşüyor. En iyi ve en kötü arasında kalan takım ise süper amatörden gelecek şampiyon takım ile baraj maçı oynuyor. Yani bir ilin takımlarının 3., 4, ve 5. olduklarını düşünelim 14 takımlı grupta. Grubu 5. sırada bitiren ekip direkt yerel lige düşüyor. Futbol federasyonu buna sebep olarak grup içerisindeki il takımı sayısını sabit tutmayı gösteriyor. Ki, benim sıkça eleştirdiğim ve karşı durduğum konuların başında geliyor bu durum!

Ve BAL o kadar zor bir lig ki… Takip edenler bilirler; beraberlik serisi çok olan, her takımın her takımı, içeride, dışarıda yenebileceği, gerçekten enteresan bir lig… Ayrıca birçok BAL kulübünün en az 3. lig ekipleri kadar harcadığını hatta daha fazla harcadığını biliyorum. Buna rağmen, bırakın 3. lige çıkmayı, yerel amatöre düştüklerine defalarca şahit olduğumuz takımlar var!

İzmir’imizde de bir BAL takımımız var ki… Evet, yukarıda yazdım; şu anda yedi ekip koşuyor BAL’da.  Ama içlerinden biri, ki Çiğli Belediyespor bu ekip, 2010–2011 sezonunda başlayan BAL ligini, sadece bir sezon yerelden takip etmiş, diğer tüm sezonlarında BAL’ın ayrılmaz bir parçası olmuş ve hemen her sezonunda 3.ligi koşturmuş. Gelin görün ki, neler oluyorsa, 3.lig hedefi, son haftalarda elden, avuçtan kayıp gitmiş.

Bu sezon da Çiğli Belediyespor 3.ligi hedefliyor. On yedi haftasını geride bıraktığımız BAL’ın onuncu grubunda şu anda lider. Umuyorum geçtiğimiz BAL sezonlarındaki, son haftalar handikaplarını yaşamazlar ve BAL’a abone olan kimliklerinden kurtulup, 3.lige demir atarlar.

BAL’ın sekizinci grubunda da, Çiğli’nin aksine, BAL’a alışık olmayan Bergama Belediyespor var ki, onlar da açık ara lider götürüyorlar grubu… Her ikisi için de 3. lig çok yakın! Yeter ki, BAL’ın her yıl takımlara oynadığı son haftalar sendromunu yaşamasınlar. Ve belki de en önemlisi, umutlarını, ne olursa olsun yitirmesinler ve mücadelelerine devam etsinler. Aksi takdirde, on sezondur koşulan BAL’a abone olan Çiğli Belediyespor ve diğer benzerleri gibi BAL’ın katmerli abonelerinden olurlar ve bir daha da çıkmak mı? Hak getire…

Dipnot; “Umut, uyanık insanların rüyasıdır” Aristoteles.