Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, TBMM Genel Kurulunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 2026 Yılı Bütçe Görüşmelerinde konuştu. Işıkhan "Biz, sonuçta emeği korumayı, üretimi büyütmeyi, çalışanıyla işvereniyle milletimizin tamamını güçlendirmeyi temel vazifemiz olarak görüyoruz. Bu doğrultuda attığımız her adım, Türkiye’nin yarınlarına daha güvenle bakabilmesi içindir. Geçtiğimiz hafta, 2026 yılında geçerli olacak asgari ücretin belirlenmesi için, Asgari Ücret Tespit Komisyonumuzu topladık. İşçi ve işveren temsilcilerimizle görüşerek, sosyal diyalog sürecini aktif bir şekilde sürdürüyoruz. Her yıl olduğu gibi bu yıl da, 2026 yılı asgari ücret miktarının çalışanlarımızın gelirlerini enflasyona ezdirmeyecek, istihdamı ve makroekonomik dengeleri koruyacak ortak bir noktada belirlenmesi için, komisyon olarak çalışmalarımızı sürdüreceğiz" dedi.
"Dünyada çalışma hayatının mevcut durumu ve evrilme süreciyle ilgili, nasıl bir tabloyla karşı karşıya olduğumuzu sizlerle paylaşmak isterim. Dünya öyle bir dönemden geçiyor ki, artık çalışma hayatı dediğimiz alan neredeyse her gün yeniden yazılıyor, yeniden şekilleniyor. Teknolojideki gelişme hızı, birbirine bağımlı hâle gelen ekonomiler, küresel belirsizlikler ve iklim krizinin tüm dengeleri değiştirmesi… Bunların hepsi emek piyasalarını kökten dönüştüren büyük bir dalganın parçalarıdır. Artık sadece makineler değişmiyor; işin nasıl yapıldığı, çalışanın beklentileri, işletmelerin rekabet anlayışı; hatta toplumların refahı üzerine kurulu tüm formüller bile sil baştan yenileniyor. Bugün dijitalleşme, yapay zekâ, yeşil dönüşüm, esnek ve yeni nesil çalışma modelleri gibi kavramlar; bizzat hayatın içinde, her çalışanı ve her işvereni doğrudan etkileyen gerçekler olarak karşımızda duruyor. İşin mahiyeti değiştikçe, dünyanın dört bir yanında özellikle kırılgan grupların sosyal korumaya ihtiyacı artıyor; istihdam güvencesi konusu daha yüksek sesle tartışılır hâle geliyor. Buna bir de teknolojinin meslekleri baştan sona dönüştüren etkisini eklediğimizde, karşımıza bir zorunluluk çıkıyor: emeği ve üretimi geleceğin şartlarına hazırlamak. Bugün birçok meslek dönüşürken, başka alanlarda yeni iş ve istihdam alanları da açılıyor. Bu dönüşümü okuyamayan ülkeler geride kalıyor. Ancak bunu okuyup önceleyen ve fırsata dönüştüren ülkeler ise hem ekonomik hem de sosyal anlamda güç kazanıyor.
"RAKAMLAR, İYİLEŞMENİN GÜCÜNÜ GÖSTERMEKTEDİR"
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sosyal güvenlik sistemimiz, sosyal devlet ilkesinin en somut yüzüdür. Bu nedenle biz, SGK’nın hem kapsayıcılığını hem mali sürdürülebilirliğini hem de hizmet kalitesini güçlendirmeyi stratejik bir öncelik olarak ele alıyoruz. Amacımız; yeni çalışma modelleriyle uyumlu, vatandaşın kolay erişebildiği, şeffaf, güçlü ve geleceğe sağlam basan bir sosyal güvenlik yapısı inşa etmektir. Bugün geldiğimiz noktada; 2002 yılında SGK’nın gelirlerinin giderleri karşılama oranı yüzde 71,5 iken 2025 yılı sonunda bu oranın yüzde 95,3’e çıkacağı öngörülmektedir. Prim gelirlerinin emekli aylıklarını ve sağlık harcamalarını karşılama oranı aynı dönemde yüzde 60,9’dan yüzde 75,1’e yükselmiştir. Yine 2002’de SGK açığının millî gelire oranı yüzde 2,2 iken, 2025 yıl sonu itibarıyla bu oranın yüzde 0,42’ye kadar düşmesi beklenmektedir. Bu rakamlar, değerli milletvekilleri, sosyal güvenlik sistemimizin mali yapısında sağladığımız iyileşmenin ne kadar güçlü olduğunu açıkça göstermektedir.
İşverenlerimizin mali yükünü prim teşvikleri ve desteklerle hafifletirken, bakanlık olarak istihdama doğrudan katkı vermeye devam ediyoruz. 1 Ocak 2023–30 Eylül 2025 döneminde yaklaşık 2 milyon iş yerine; 13 milyon 222 bin sigortalıdan dolayı bu rakama dikkatinizi çekiyorum toplam 890 milyar lira teşvik sağladık. SGK’nın kapsayıcılığını artıran en önemli göstergelerden biri de aktif sigortalı sayısıdır. 2002’de 12 milyon olan aktif sigortalı sayısı, 2025 Eylül ayı itibarıyla yüzde 120 artarak 26,5 milyona ulaşmıştır. Kayıt dışı istihdam oranı ise 2002’de yüzde 52 iken, 2025 yılı üçüncü çeyrek verilerine göre yüzde 26,9’a gerilemiştir.
"ASGARİ ÜCRET MİKTARININ ÇALIŞANLARIMIZIN GELİRLERİNİ ENFLASYONA EZDİRMEYECEK BİR NOKTADA BELİRLENMESİ İÇİN ÇALIŞIYORUZ"
Biz, sonuçta emeği korumayı, üretimi büyütmeyi, çalışanıyla işvereniyle milletimizin tamamını güçlendirmeyi temel vazifemiz olarak görüyoruz. Bu doğrultuda attığımız her adım, Türkiye’nin yarınlarına daha güvenle bakabilmesi içindir. Geçtiğimiz hafta, 2026 yılında geçerli olacak asgari ücretin belirlenmesi için, Asgari Ücret Tespit Komisyonumuzu topladık. İşçi ve işveren temsilcilerimizle görüşerek, sosyal diyalog sürecini aktif bir şekilde sürdürüyoruz. Her yıl olduğu gibi bu yıl da, 2026 yılı asgari ücret miktarının çalışanlarımızın gelirlerini enflasyona ezdirmeyecek, istihdamı ve makroekonomik dengeleri koruyacak ortak bir noktada belirlenmesi için, komisyon olarak çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
"ÇALIŞANIN HAKKI VE ALIN TERİ SÖZ KONUSU OLDUĞUNDA ASLA TEREDDÜT ETMİYORUZ"
Değerli milletvekilleri, 2025 yılı Aralık ayı itibarıyla 10 bin 957 işyerinde rehberlik ve teftiş faaliyetlerini yürüttük. Bu kapsamda 1 milyon 328 binin üzerinde çalışana ulaştık. Bu incelemeler sayesinde yaklaşık 992 milyon liralık eksik işçilik alacağının, işçilere ödenmesini sağladık. Çalışanın hakkı ve alın teri söz konusu olduğunda asla tereddüt etmiyoruz. Denetim süreçlerimizde de bu ilkemizden, asla taviz vermiyoruz. Türkiye’nin istihdam vizyonunu, ekonomi yönetimimizle tam bir eşgüdüm içinde, sağlam ve uzun vadeli bir çerçeveye oturtarak yürütüyoruz. Çünkü biliyoruz ki sürdürülebilir büyümenin, toplumsal refahın ve güçlü geleceğin en kritik bileşeni istihdamın, istikrarlı yapıda olmasıdır. Bakanlık olarak hayata geçirdiğimiz tüm politika ve programlarımızı, bu anlayışla şekillendirmeye devam edeceğiz. Ekim ayında, dikkatinizi çekiyorum, Türkiye, istihdamda tarihinin en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Buna göre iş gücümüz; 157 bin kişi artarak 35,8 milyona, istihdam edilenlerin sayısı ise 185 bin kişi artarak 32,8 milyona yükselmiştir. İşsiz sayısı 27 bin kişi azalmış, işsizlik oranı yüzde 8,5’e gerileyerek son 30 aydır tek haneli seyrini sürdürmektedir. Dikkatinizi çekiyorum, önümüzdeki üç yılda istihdamı yıllık ortalama 842 bin kişi artırmayı hedefliyoruz.
Son verilere göre; gençlerde işsizlik oranının, yüzde 15,6’ya gerilemesi, eğitimde ve istihdamda yer almayan genç oranının yüzde 25,4’e gerilemesi uyguladığımız politikaların en somut sonuçlarıdır. 2002’den bugüne kadar 5,5 milyon kadın, 561 bin engelli, yine yaklaşık 5,5 milyon genç, İŞKUR’un hizmetleriyle iş sahibi olmuştur. İlave istihdam oluşturan işverenlerimize sigortalı başına, 41 bin liraya kadar prim desteği sağlıyoruz. Bu teşvikin, 2026 yılı sonuna kadar hazırlıklarımız devam etmektedir. Aynı zamanda, istihdam desteklerimizin finansman kaynağı olan, İşsizlik Sigortası Fonunu, güçlü bir şekilde yönetiyoruz. Fon büyüklüğü, bugün itibarıyla 600 milyar lirayı aşmış durumdadır.