Ayılana zam bayılana limon

Abone Ol

Değerli okurlarım, baharın sonuna ulaşıp, kış kapısını da araladık. Şimdi gözümüz pencerelerde, kulağımız meteoroloji raporlarında 10 gün sonraki kış hazırlıklarımızı gözden geçirmeye başladık. Ancak emekli sayısı her geçen gün artan ülkemizde "yaz tahtaya, al haftaya" diyerek parmaklarımızla gün sayıp maaş günlerimizi bekliyoruz. Ne yazık ki, gelir-gider dengesini bir türlü kuramıyoruz.

Öyle ya, cep delik, cepken delik!

Bir de züğürt tesellisi ile bizlere anlatılan "asgari ücret" ve de "maaşlara zam" morfiniyle uyuşuk, uyuşuk bekliyoruz. Aybaşın da ev sahibin kira çanları çalınca çarşı- pazar listesini rafa kaldırıp, kara kara düşünmeye başlıyoruz!

Tabii ki, ülkemizde işsiz sayısındaki artış, bir başka "kara delik" değil mi?

Açlık- tokluk sınırı hesapları yapılırken ülkemizin her köşesinden yükselen seslere ne demeli?

Analar ve babalar okul masrafları, market alış-verişleri listesini karşılamakta zorluk çekerken, okula aç giden çocukların da feryadı yüreklerimizi dağlıyor...

Buraya kadar anlattıklarım için bazı malum çevreler de inanıyor ve çok iyi biliyorum ki, "Hepsi hikâye... Geç bunları" diyorlar!

Aman sakın "Hepsi hikaye geç bunları" demeyin!

Ödemekte zorlandığımız ev kiraları, artan ve de ödenemeyen kredi kart borçları, icralık hesaplara nasıl geç bunları diyecek

siniz?

Geçmişte, yani Cumhuriyet öncesi ciltler dolusu yazılmış nice "Buhranlarımız, Kâbus nameler" var. Fikri ve içtimai buhranlarımızı say say bitmez...

Büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ümüzün bize emanet ettiği ülkemizde bütün bu olumsuzlukları gündemden düşürmek hepimizin kutsal görevidir. Günümüzde yaşanan iktidar- muhalefet savaşlarının temelinde de bu yatmıyor mu?

Tabii ki, dönüp dolaşıyor, ahlak üzerinde yoğunlaşıyoruz.

Önce bir Devlet ahlakı ve de bizlerin ahlakı çok önemli.

***

Son günlerde yaşanan siyasal, ekonomik, açlık- tokluk, çarşı- pazar ve eğitim tartışmaları hepimizi yakından ilgilendiriyor. Önce Ahlaklı ve de devletimizin bekasını düşünmek zorundayız.

Bir bakıma muhalefetin seçim sandığını dile getirmesi çok önemli. Aksi halde bu olumsuzlukları gidermek zorlaşır; ekonomimizden, eğitimimize uzanan sızlanmalar devam eder.

En son bir haftalık gündemdeki tartışmalara bir göz atmakta sanırım büyük yarar var.

-Komisyon İmralı'ya gidiş kararı alacak mı?

-Meclis tatilden döndü, tek bir yasa geçmedi.

-Muhalefet soruyor; AKP'liler için tatil bitmedi mi?

-Azerbaycan'dan dönerken havada parçalanan 20 askerimizin şehit olduğu uçağın kara kutusu ne zaman açıklanacak?

-Almanya'dan gelen 4 kişilik Böcek ailesinin otelde zehirlenerek ölmesi gıda zehirlenmesi mi, oteldeki kimyasal ilaçlamadan mı kaynaklandı?

-21 İlde emekli sayısı, aktif çalışan sayısını geçti. İşsizlik sorunu büyüyor. Emekli maaşlarına zam yapılacak mı?

-Kahvenin deterjanlı su ile pişirilmesinden dolayı bir kadın zehirlendi. Denetimsizlikten mi?

-Akıllı kanser ilacına engel, ilaç karaborsada her gün bir hayatı çalıyor! Bu çürümüşlüğe bir son verilmeyecek mi?

-Bugün motorine 2,5 liralık bir zam daha geliyor. Neredeyse gün aşrı gelen zamlara dur diyecek yok mu?

-50 liralık çayın yanında bir dilim limona 10 lirada neyin nesi?

Sonuç; ekonomiden, eğitime her konuda işin suyu mu çıktı?

Vatandaş soruyor; bütün bu olumsuzluklara karşı bir "dur" diyen çıkmayacak mı?

***

Bu olumsuzluklara karşı ülkemizde bazı güzel etkinlikleri görmek içimizi rahatlatıyor.

Örneğin; İzmir'in şirin ilçesi Urla, Zeytinin Bereketi ve Sanatın Işığıyla 3 Gün Boyunca Parlayacak!

Urla, binlerce yıllık zeytin kültürünü sanatın birleştirici gücüyle buluşturuyor. Bu yıl ikincisi düzenlenecek olan Uluslararası Urla Zeytin ve Sanat Festivali, 21-22-23 Kasım tarihleri arasında üç gün boyunca dopdolu etkinliklerle zeytin ve sanatseverleri bir araya getiriyor.

Değerli okurlarım bir hafta sonra 28 Kasım cuma günü yine sizinle yeni gündem maddeleri ile buluşma dileklerimle sevgilerimi sunuyorum.