Atletizmimiz ağlıyor

Abone Ol

Türk sporunda son dönemlerde belirli bir başarı sıçraması var. Filenin Sultanları’nın Dünya, 12 Dev Adam’ın Avrupa Şampiyonaları’ndaki gümüş madalyaları, futbolda Dünya Kupası’na katılacağımız umudunu veren sonuçlar. Atıcılık, boks, güreş, halter, uzak doğu sporları ve diğer branşlardaki başarılar, gelişmenin açık örnekleri.

Her şey güzel de sporların anası atletizmde son derece kötü sonuçlarla üzücü durumdayız. En somut örneğini Dünya Şampiyonası’nda yaşadık. Tabii madalya beklemiyorduk ama atletlerimiz sapır sapır döküldü. En azından kendi derecelerini yapmalarını umuyorduk. Onu bile yapamadılar, komik dereceler gördük.

Kadınlar 3 Adım Atlamada Tuğba Danışmaz, iki faullü atlayıştan sonra 13.43 gibi izleyenleri güldüren bir dereceyle elendi.

Yüksek atlamada Buse Savaşkan, 1.91’lik derecesiyle elendi. Başlangıç yüksekliği 1.83 metreyi üç hakkında da geçemedi. Erkekler sırıkla atlamadaki umudumuz Ersu Şaşma 5.55’lik irtifaya 3 kez takıldı, diskalifiye oldu. Maratonda Sezgin Ataç 30’uncu kilometrede yarışı terk etti. Devşirmeler İlham Tanui Özbilen 55’inci olabildi. Çekiç atmada Halil Yılmazer 31’inci, Özkan Baltacı 35’inci sırada kaldı. 400 metre engellideki umudumuz Berke Akçan kendi derecesini yapsa finale kalacaktı. Elemelerde 48.68 koşarken, yarı finalde daha kötüsünü yaparak 49.10 ile veda etti. Üç adım atlamada Can Özüpek diğer atletlerden kötü, 15.65 atladı. Türk atletizmi bir zamanlar Ekrem Koçak, Cahit Önel, Avni Akgün, Arman Çağdaş, Ruhan İşim, Süreyya Ayhan, Melek Aydınoğlu, Semra Aksu gibi pek çok yıldız atlet yetiştirmişti. Ancak devşirme sporculara büyük paralar ödenerek yapılan transferler ve onların derece ve madalyalarıyla kendimizi aldattık, kökünü kuruttuk. Türk gençlerine kaynak yaratmadık. Kenya, Etiyopya, Azerbaycan, Küba, Ukrayna, Güney Afrika ve Jamaika’dan getirttiğimiz devşirmelerin, Ramil Guliyev, Yasmani Copello Escobar, Elvan Abeylegesse ve Karin Melis Mey’in başarılarıyla avunduk. Onlar bitti, bizim atletizm denizimiz de bitti.

Atletizm Federasyonu’nun Dünya Şampiyonası’ndaki hezimetin nedenlerini gerçekçi bir davranışla araştırmasını bekliyorduk, tık yok. Yine gazete ve ajanslarda yeni yabancı transferleri olabileceğinden söz ediliyor, doğruysa. Oysa acı gerçek, sadece ENKA ve Fenerbahçe’nin etkinlikleriyle Türk atletizminin kalkınmasını beklemek tam bir hayalperestliktir. Bir zamanlar İzmir, Bursa, Adana, Mersin ve Zonguldak atletizmde pilot bölgelerdi. Özellikle İzmir Çimentaş’ın çekilmesinden sonra atlet yetişmediği ortada. Federasyonun eskiden olduğu gibi pilot bölgeler seçip mali destek vermesi, Ege illeri için sprint koşularına ağırlık vermesi, Güney illerine atıcılıkta kaynak sağlaması, yüksek rakımlı Doğu illerine de uzun mesafe koşuları için destekte bulunması gerekir. Bekliyoruz.