İnsan olgusu, varoluşsal, yaşambilimsel, toplumsal boyutlu; irdeleyen, usa dayanan, sistemli bir düşünme gücüne sahiptir.
Felsefede Hegel (ruhsal birlik), Kant (doğa/özgürlük ikilemi), Marksizm (emek ürünü) gibi akımlar insanı farklı tanımlarken, bilim insanın kökenini, evrimini açıklarken, insanbilim bu kavramı işlevbilim ve yararcı yönleriyle inceler.
***
Bukowski, yaşam biçiminin de etkisi ile sokaklarda yaşayan bir şair-yazar. Yeraltı edebiyatının da önemli temsilcisi. İlginç sözleri ve dizeleriyle şaşırtır insanı.
Amerika’nın Georgia Eyaleti başkenti Atlanta’da yer alan “Ulusal Sivil ve İnsan Hakları Merkezi Müzesi”ne girerken, onun ilginç dizelerini buldum sanal sayfadan:
Hangi çiçek, diğerini “sarı açtı” diye ayıplar?
Hangi kuş, “farklı ötünce” diğerine yasak koyar?
Derisinden, dilinden ötürü öldürülüyor insanlar.
Ah insanlar! Her şeyi bulup kendini bulamayanlar…”
Irkından, derisinin renginden, dilinden dışlanan, işkence gören, öldürülen insanları ne güzel anlatmış Bukowski.
İnsan hakları, tüm insanların salt insan olmaları nedeniyle sahip oldukları, dokunulmaz, devredilemez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklerdir. Irk, din, dil, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin herkesi kapsar; yaşama, özgürlük, eşitlik, onur, sağlık, eğitim gibi hakları içerir.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin temelini oluşturur.
***
Atlanta tarih boyunca birçok kez yakılıp yıkılmış, savaşların, göçlerin etkisinde kalmış bir kent.
Avrupalı beyazların 1800’lü yılların başında gelmesiyle bölgede yaşayan Kızılderililer kendi topraklarından göç etmeye zorlanmış.
1864’deki iç savaşlar sırasında tüm kent hastaneler, kiliseler dışında yakılıp yıkılmış; ancak 1865’ten sonra yeniden yapılanmaya başlamış.
1906’da ortaya çıkan ırkçı olaylar nedeniyle bölgedeki binlerce siyahi yaşamını yitirmiş.
1950’li yıllarda yüzde 81 oranında beyaz ırkın yaşadığı Atlanta’da, 1970’li yıllardan sonra siyah ırk nüfusun çoğunluğunu oluşturmayı başarmış.
Sivil Haklar Hareketi ile herkesten daha yakından bağlantılı olan Dr. Martin Luther King Jr. Atlanta'da doğmuş, katı ayrımcılık döneminde büyümüş, papaz olmuş, Ebenezer Baptist Kilisesi'nde şiddetsizlik yoluyla barışı savunmuş, eylemlere öncülük etmiş, etkileyici konuşmalar yapmış.
***
Ulusal Sivil ve İnsan Hakları Merkezi, sivil haklar savaşımında kimlerin etkin olduğuna dair bakış açınıza yeni bir boyut katıyor.
“Özgürlük Savaşçıları Duvarı”na ya da “Şehitler Duvarı”na bakarken genç, yaşlı, siyah-beyaz, erkek-kadın herkesi görüyorsunuz. Sivil haklar savunucuları her türlü biçim ve boyutta karşımıza çıkıyor.
Özgürlük için savaşanların, günümüzün değişim öncülerinin öyküleriyle buluşuyoruz. Yaşanmışlıkların, anıların, anlatılanların, yazılanların, gerçeğin içinde
devinimlere doğru bir yolculuk içinde buluyoruz kendimizi; hüzünle, acıyla, ilençle, duygudaşlıkla…
***
İnsana, bilime, erdeme, aydınlanmaya, erdeme, devrime inanan Tevfik Fikret’in “Haluk’un İnancı “şiirinden bazı bölümleri sadeleştirilmiş biçimiyle yazımı bitireyim.
Yeryüzü vatanım, insansoyu milletimdir benim,
ancak böyle düşünenin insan olacağına inandım.
Şeytan da biziz cin de, ne şeytan ne melek var;
dünya dönecek cennete insanla, inandım.
Tekmil insanlar kardeşi birbirinin... Bir hayal bu!
Olsun, ben o hayale de bin canla inandım.
Karanlıklar sönecek, yanacak hakkın ışığı,
patlayan bir volkan gibi bir anda, inandım.
Bir gün yapacak fen şu kara toprağı altın,
bilim gücüyle olacak ne olacaksa... İnandım.