Çoğu medya kuruluşu Türkiye’de olup bitenlerin haberlerini vermiyor ve yazmıyor. Çünkü onlar iktidardan yana, iktidarın borazanını çalıyorlar. Bir öğretmen arkadaşım Kilis’te çalışıyor. Geçen gün beni arayarak yaşanan vahim bir olayı anlattı.
Şöyle diyor: “Çarşıda gezinirken gördüm. Kilis’te bir otel sahibi işadamı vatandaşa Ramazan nedeniyle yardım yapmak istemiş. İşadamının herkese 50 liralık alışveriş kartı vereceğini duyan ahali, otelin önüne yığıldı ve izdiham yaşandı. Alışveriş kartını almak için insanlar neredeyse birbirlerini ezeceklerdi. Kalabalık kontrol altına alınamayınca polis kalabalığa müdahale etti. Gözümle görmesem inanmayacaktım. Bu tam bir rezalet ve utanç tablosu.” dedi.
Sevgili okurlar,
Türkiye manzaralarından sadece bir örnektir Kilis’te yaşanan bu olay. Bu tür olaylar sadece Kilis’te yaşanmıyor, Türkiye’nin her yerinde bu tür vakalarla karşılaşmak her zaman mümkün. Vatandaşın haline bakın, ne hale düşmüş vatandaş? Ekonomideki kötü gidişat halkı perişan etmiş.
Borç batağına saplanmış millet; çaresizlik içinde, şaşkın; ateş bacayı çoktan sarmış. Doların dörtnala kalkması ve Türk lirasının dolar karşısında erimesi toplumu daha da fakirleştirdi.
Ama iktidara sorarsanız doların yükselmesi “Tamamen dış güçlerin bize yaptığı bir operasyon…” Banka borçlarını ödeyemeyen köylülerin, banka önlerinde kendilerini ya da traktörlerini yakma girişimleri, memleketimizin hüzün dolu manzarası. Şimdi iktidara sormak lazım, 16 yıldır iktidardasınız, bu memleketi yangın yerine kim çevirdi? Bu kadar fakirliği, bu kadar iç ve dış borcu vatandaşın sırtına kim yükledi? Şimdi kalkıp onlarca proje açıklasanız da bunun ne önemi var? Kim ne kadar inanacak size?
Sevgili okurlar,
Bir toplumda en çok neden söz ediliyorsa o toplum, sözünü ettikleri şeylere sahip değildir. Eğer adaletten, hakkaniyetten, merhametten sıkça söz ediliyorsa onlar toplumda yoktur. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu durduk yerde niçin 450 km adalet yürüyüşü yaptı? Ankara’dan İstanbul’a o sıcak günlerde halk kitleleriyle boşuna mı yürümüştü? Bu ülkede adalet olmadığı için, hak hukuk olmadığı için yürümüştü Kemal Kılıçdaroğlu. Türkiye’de hukuksuzluk diz boyu, Türkiye’de yaşananlar kaygı verici. Eşitsizlik, yoksulluğun sınırını aşmışsa ülkemizde, özgürlüklerden söz edebilir miyiz? Şöyle bir sağınıza solunuza dönün bir bakın hele Allah aşkına! Bu toplumda sevgisizlik niye giderek çığ gibi büyüdü? Bunu hiç düşündünüz mü?
Ben düşündüm ve diyorum ki: İnsan sevgisi, eşitliğe önem veren, özgürlüklere değer veren toplumlarda çok daha yaygındır. Türkiye’de eşitsizlikler diz boyu. Ne yazık ki Türkiye’de özgürlüklerin önü hep kapalı… Bu ülkede bir avuç insan her gün zenginleşirken, bu toplumun büyük çoğunluğu da sürekli yoksullaşıyor. Yoksullaşan toplumlarda insana sevgi, doğaya sevgi, hayvana sevgi ister istemez azalıyor. Türkiye, içeride ve dışarıda borç batağı içinde, güvenini kaybetmiş bir ülke konumuna getirildi. Hiç övünmeyin beyler, bizi yöneten efendiler… Türkiye bir boşlukta tepe üstü gidiyor. Ekonomi tepetaklak. Ateş bacayı çoktan sarmış. Türkiye batıyor, batıyor.