GENEL

Atatürk’ün mirası 96 yıllık arboretum, ziyaretçilerini büyülüyor

Atatürk’ün 96 yıl önce Termal’de kurdurduğu Türkiye’nin ilk canlı ağaç müzesi Atatürk Arboretumu, 66 türde 1500’den fazla ağacı, 216 yaşındaki tarihi çınarı ve eşsiz doğasıyla ziyaretçilerini büyülüyor. Dünyanın dört bir yanından gelen ağaçlarla yaşayan bu özel miras, bugün hâlâ ilk günkü ihtişamını koruyor.

Abone Ol

Yalova’nın Termal ilçesinde, Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla 96 yıl önce kurulan Türkiye’nin ilk canlı ağaç müzesi Atatürk Arboretumu, bugün hâlâ aynı ihtişamıyla ziyaretçilerini karşılıyor. Yaklaşık 1 milyon 80 bin metrekarelik dev bir alana yayılan arboretum, hem tarihi değerini hem de doğaya dair zenginliğini koruyarak Türkiye’nin en özel yeşil miraslarından biri olmayı sürdürüyor.

Fransız mimar Henri Prost tarafından 1929’da planlanan, baş bahçıvan Pandelli Roketas tarafından peyzajı yapılan arboretum; atlas sedirinden Japon akçaağaçlarına, tüylü palmiyeden porsuk ağacına kadar 66 farklı türde 1500’ün üzerinde ağacı barındırıyor. Sağlık Bakanlığı Termal Kaplıca İşletmesi tarafından yönetilen bu dev canlı müze, hem yerli hem yabancı binlerce ağacın oluşturduğu eşsiz bir ekosisteme sahip.

Atatürk'ün vizyonuyla şekillenen doğal bir miras

Atatürk’ün 19 Ağustos 1929’da dünyadaki farklı ülkelerden fidan getirtilmesi için bizzat talimat verdiğini hatırlatan işletme yetkilileri, arsız bir doğa sevgisinin bu toprakların en büyük miraslarından birine dönüştüğünü söylüyor. Atatürk’ün bu girişimi, o yıllarda Türkiye’de benzeri olmayan bir uygulamaydı ve bugün 1039’u yerli, 805’i yabancı toplam 1844 ağacın bulunduğu bir koleksiyona evrildi.

Ziraat mühendisleri tarafından sürekli bakımı yapılan ağaçların sağlık durumları düzenli olarak izleniyor. Gerekirse akustik tomografi yöntemi uygulanarak yaşlı ve çürümeye yüz tutmuş gövdelerin tedavisi yapılıyor. Kuruyan ağaçların yerine yenileri dikilirken arboretumun doğal döngüsü bozulmadan devam ettiriliyor.

216 yaşındaki çınar ağacı ziyaretçilerin gözdesi

Sağlık Bakanlığı Termal Kaplıcaları İşletme Müdürü Mehmed Burhan Topsöğüt, arboretumun en dikkat çekici ağaçlarından birinin 216 yaşındaki çınar olduğunu vurguluyor.

Topsöğüt, arboretumun kentler arasındaki benzersiz konumuna da dikkat çekerek şöyle konuştu:
“Üç büyük şehrin tam ortasında, kalabalığın ve stresin uzağında, sadece bir saatlik yolculukla ulaşılabilen bu alan, insanların nefes aldığı bir sığınak. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan tarihiyle burası sadece bir orman değil; bir kültür mirası.”

Arjantin’den Çin’e uzanan ağaç çeşitliliği

Atatürk Arboretumu’nun asıl değerini oluşturan unsur, ağaçların dünyanın dört bir yanından özel olarak getirilmiş olması.

Topsöğüt bu benzersiz çeşitliliği şu sözlerle anlatıyor:
“Atatürk, arboretumu kurarken birçok ülkeye mektuplar gönderip özel fidan talep ediyor. Gelen fideler, Pandelli Usta ve ekibi tarafından tek tek elle dikiliyor. Bugün Arjantin’den Çin’e uzanan geniş bir coğrafyadan gelen yüzlerce ağaç aynı bahçede yaşıyor. Bu da burayı sadece doğal değil, kültürel olarak da çok değerli bir yer haline getiriyor.”

Ziyaretçiler bu ortamda yürürken sadece ağaçlara değil, farklı kıtalardan taşınmış bir tarihe de tanıklık ediyor. Arboretum, şehir hayatından uzaklaşıp dinginleşmek isteyenler için adeta bir açık hava terapi alanı niteliğinde.