Geçtiğimiz akşam Urla’da değerli dostum Öcal Uluç’un bahçesinde toplandık. Yemekli sohbet gecelerinden biriydi. Dostlar meclisine Buca’nın eski sevilen başkanlarından Cemil Şeboy da renk kattı. Gecede Türkiye’nin içinden geçtiği siyasi çizgiden, Korona virüsten, afetlerden, tabii ki sanattan esintilere kadar birçok konuyu masaya yatırdık. Özellikle Şeboy’un İzmir’e kazandırdığı 42 metrelik “Atatürk Dağı” diye anılan Yeşildere’deki Atatürk Maskı’nı da masaya yatırıp kendisini kutladık. Öyle ya, Türkiye’nin en büyük, dünyanın da 10’ncu projesiydi. Atatürk’ün sanat ve sanatçılarla ilgili sözleri ışığında İstanbul Büyükşehir Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun İtalyan Ressam Belli’nin yaptığı Fatih Tablosu’nu Türkiye’nin gündemine taşıması da ayrı gurur bir tablosu olsa gerek…

***

Konuşulacak o kadar çok konu ve tablo var ki!.. Ben bu haftaki köşeme en çok konuşulan iki tablodan, pandemi ve Fatih Sultan Mehmet’in tablosundan sonuncusunu ele almayı uygun buldum. Sıcağı sıcağına GAZETE9EYLÜL’ deki bu köşeme konuyu değişik bir boyutta taşımak için dostum emekli Milli Eğitim Müdürü Ressam Tuğrul Tabakoğlu ile 9 Eylül Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim Bölümü emekli öğretim üyesi Fahri Sever’in İmamoğlu'nun İstanbul'a kazandırdığı İtalyan ressam Gentile Bellini' nin yapmış olduğu Fatih Tablosu hakkında sanat anlayışı üzerine yaptıkları sohbete dahil oldum. Her iki eğitimci ve sanatçıya da bu konulardaki görüşlerini sordum. İşte o konuşmayı sizlerle paylaşmak istiyorum…

***

ÜT- Fahri hocam, Fatih'in bu tablosunun İstanbul'a gelmesini nasıl buluyorsunuz?

FS- Çok doğru ve isabetli buluyorum. Söz konusu tablo yerini bulmuştur. Sanat dünyası da bu olaya sıcak bakmıştır. Sayın İmamoğlu'nu bu teşebbüsünden dolayı içtenlikle kutluyorum.

ÜT- Tuğrul hocam, siz ne düşünüyorsunuz ?

TT- Geçmişte sahipsiz kalan bu mirasımıza Fatih'in torunları olarak sahip çıkılmasından dolayı çok mutluyum. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu akıllı bir iş yapmış büyük bir kazanım olmuştur; kendisini kutluyorum.

ÜT - Fatih tablosunun ülkemize kazandırılması hakkında ne düşünüyorsunuz?

FS- Her eser, konusu nereye aitse orada daha bir anlam kazanır diye düşünüyorum. Bu eser de bana göre yerini bulmuştur. Bunun gibi çeşitli yollarla yurt dışına kaçırılıp çeşitli müzelerde sergilenen kültür miraslarımızın ülkemize getirilmesinde ve özel müzeler kurarak kültürümüze hizmet eden çaba sarf eden Prof. Dr. Bilge Umar'a, Arkas Holding'e, Koç Holding'e, Sabancı Holding'e bir vesile bir sanat insanı olarak teşekkürü bir borç bilirim.

TT- Ben de Fahri hocama katılıyorum. Ancak bu bilincin alt yapısı okullarımızdan ve donanımlı öğretim elemanlarımızdan geçmektedir. Çocukların galerilere, müzelere ve benzeri yerlere götürülerek gözlem yapmalarına, sanatsal faalitetlere devlet olarak daha fazla destek verilmelidir. Sanatçı yalnız bırakılmamalı ve özgür olmalıdır. Özgür olmayan sanat, sanat değildir.

ÜT- Bu resmi nasıl okumalı?

TT- 1480 tarihinde Venedikli ressam Gentile Bellini' nin eseri olup, konusu itibariyle Fatih Sultan Mehmet'in karşısında resmedilen kişinin de, sanat tarihçisi Semavi Eyice ile Osmanlı tarihçisi Akademisyen İsmail Hakkı Uzunçarşılı' nın belirttiği gibi Cem Sultan olduğu söylenmektedir. Ancak resmin Bellini'ye ait olup olmadığı konusunda da değişik haberler dolaşmaktadır. Bu tablonun izini sürmek için kaynaklara ulaşıldığında Cem Sultan’ın hayat hikayesi, en az tablonun

hikayesi kadar talihsizdir.

FF- Bu tablonun yüzyıllar sonra evine dönmesi, kültür tarihimiz açısından büyük anlamlar taşımaktadır. Sanat politize edilecek bir şey değildir, dolayısı ile bu meselenin günlük politik tartışmaların dışında bir milli mesele olarak değerlendirilmesi gerekir.

ÜT- Her iki değerli hocama da teşekkür ediyorum.