EĞİTİM

Atatürk Lisesi'nde seminer protestosu!

İzmir Atatürk Lisesi’nde 14-15 yaşlarındaki öğrencilere yönelik düzenlenen, sansürsüz savaş görüntülerinin izletildiği ve silah gösterisi yapılan seminer, okul önünde yapılan açıklamayla sert şekilde protesto edildi. Eğitimciler, öğrenciler ve veliler laik ve bilimsel eğitimden vazgeçmeyeceklerini vurguladı.

Abone Ol

FEVZİ SEKİTMEZ/Basın açıklamasını okuyan İzmir Atatürk Lisesi velilerinden Mete Coşkun,  çocukların pedagojik hiçbir denetime tabi olmayan bir sunumla karşı karşıya bırakıldığı belirtilerek şunları söyledi:
“Çocuklara Gazze’de katledilen bebeklerin, parçalanmış çocuk bedenlerinin yer aldığı sansürsüz videolar izlettiriliyor. Bu görüntüler eşliğinde konuşmacı A.S, öğrencilere dönerek, ‘Bu teröre karşı çıkmayan, bu duruma karşı savaşmayan da teröristtir’ diyor. Ardından devam ediyor: ‘Savaş bir sanattır ve gereklidir. Bunu anlamayanlar, bu mücadeleye ses çıkarmayanlar aynı suçun parçasıdır. Gerçek olan budur, bu savaş mecburidir. Bu travmatik içeriğe göz yuman herkes sorumludur.”

Öğrenciyi azarladı, tehdit etti iddiaları

“Seminer sırasında hazırlık sınıfından bir kız öğrencimiz konuşmacının kullandığı dili eleştiriyor. Bunun üzerine emniyet müdürü A.S, ‘Eleştiriye açığım ama seninki eleştiri değil yergi. Beni yerini ben yararım’ diyerek öğrenciyi aşağılıyor, sindirmeye çalışıyor. Bununla da yetinmiyor. Neden bu kadar özgüvenli olduğunu göstermek için yanında bulunan görevli polisin silahını alıyor. Çocukların gözü önünde şarjörünü çıkarıyor, beline sokuyor ve ‘İşte ben, arkama güvendiğim için egom yüksek’ diyerek kendini övüyor. Çocuklarımız, silah gösterilerek korkutulamaz. Psikolojik baskı ve şiddet eğitim değildir. Bu bir suçtur.”

50 öğretmenin görevden alınmasından hemen sonra

“Daha birkaç gün önce İzmir Atatürk Lisesi'nden 50 öğretmenin görevine son verilmişti. Bu kadar kısa sürede bu derece pedagojik dışı bir seminerin uygulanması, yaratılmak istenen eğitim modelinin karanlık yüzünü gösteriyor. Bu bir tesadüf değildir. Laik, bilimsel, çağdaş eğitim veren öğretmenlerin tasfiyesiyle birlikte, çocuklarımıza gerçeklikten kopuk, korku ve dayatma üzerine kurulu içerikler sunulmaktadır. Bizler liyakatsizliğin eğitim kurumlarını çürütmesine, çocuklarımızın geleceğinin karartılmasına göz yummayacağız. Çocuklarımıza uygulanan bu şiddetin, yapılan baskının ve kullanılan argo ifadelerin hesabını kamuoyu önünde, yargı önünde sormaktan asla geri durmayacağız.”