Gençlik yıllarımın en keyifli eğlencelerinden biriydi Devekuşu Kabare Tiyatrosu.

Zeki Alasya, Metin Akpınar, Ahmet Gülhan, Ali Yalaz ve daha nicelerini ilk defa tanıma olanağı bulmuştum.

Haldun Taner'in öncülüğünde kurulmuş, Taksim Sıraselviler'de bir binanın bodrum katında müthiş oyunlar sergiliyorlardı.

Yanılmıyorsam kabare türü tiyatro ilk kez uygulanıyordu bu küçücük salonda.

Minyatür masaların etrafına serpiştirilmiş sandalyelerde içkilerimizi yudumlarken, kahkahalar içinde harika oyunlar izliyorduk.
Vatan Kurtaran Şaban'dan Ha bu Diyar'a, Haneler'den Yasaklar'a, Beyoğlu Beyoğlu'dan Astronot Niyazi'ye....
Nereden geldi bunlar aklıma?

Astronot Niyazi oyunundan.
Oyunda bitirim İstanbul minibüs şoförü Niyazi, bir şekilde Apollo Uzay aracıyla Ay'a gider.

İlk Türk astronotudur.

Ancak dönüşünde hayal ettiği yerde değil, yine minibüsünün direksiyonu başındadır.
Haldun Taner, Zeki Alasya ikilisinin yazdığı oyunda Türkün uzaya çıkma sevdası müthiş esprilerle hicvedilmekteydi.
Bütün bunlar geçtiğimiz günlerde Erdoğan'ın Rusya ziyareti sırasında, Rusya Federal Uzay Ajansı Başkanı Rogozin'in ''Size ortak bir önerimiz var. Cumhuriyetin 100.yılını yörüngeye bir Türk astronot göndererek kutlamak'' şeklindeki sözlerini, Erdoğan'ın olumlu karşılaması üzerine anımsadım.
Anlaşılan Rogozin birader Türkiye'deki gündemi pek fazla izlemiyor.

Ya da SU-35 uçağı satma ayağıyla ilgisiz bir promosyon sunuyor.
Yıllar önce Binali Bey Ulaştırma Bakanı'yken, Amerika'ya benzer bir öneride bulunmuştu;
Uçak alımı karşılığında Amerikalılar'a ''Uzayda Türk astronot görmek istiyoruz'' demişti...
İyi güzel görelim de nasıl olacak?

Son 15 yılda uzay bilimlerine ne kadar yatırım yapıldı?

Sayıları her geçen gün artan İmam-Hatip okullarıyla mı, yoksa mantar gibi biten içi boş üniversitelerle mi uzaya gideceğiz?

TUBİTAK'ın bir dairesine Hayvanat Bahçesi Müdürü'nü atamak bir çözüm olabilir mi?
NASA'da çalışan kaç Türk bilim insanı var?

Bunlarla ilişki kuruyor musunuz?

Uzay mühendisliği bölümünden mezun olan gençlere nasıl bir imkan sağladınız?

Bankalarda mı yoksa Tapu Daireleri'nde mi istihdam ediyorsunuz?

Ya da günlerini işsiz, başıboş mu geçiriyor bu gençler?
Yandaş televizyonlarda, gazetelerde bilim adamı kisvesi altında bir alay yobaz ahkam kesiyor.

Bunlarla mı uzaya gideceğiz.

Bakın bu Cumhuriyet düşmanı cemaatlerden birinin profesör ünvanlı bilim adamı(!) uzayla ilgili neler söylemiş;
Soru; ''Güneş dünyamızı aydınlatırken, uzay neden karanlıkta kalıyor?''
Cevap ''Güneşin dünyamızı aydınlatması güneş ışınlarının dünyamızda bulunan gündüze çarpması ile olur. Yani o gündüz dediğimiz şey, 24 saat vardır. Gece ve gündüz iki ayrı varlıktır. Bizim gündüz dediğimiz vakitte gündüz öne geçer, gece dediğimiz vakitte gece öne geçer. Ama gecenin bir göstergesi yoktur. Onun için kutup bölgesinde aydınlık geceler olur. Ama gündüzün göstergesi vardır. Karanlık gündüzler olmaz. Yani Güneş hiç doğmasa bile gündüzün aydınlığını görebilirsiniz... Bunu ilk defa biz ortaya koymuş olduk. Biliyorsunuz şu anda dünyada birçok bilim adamı bu konudaki makalemizin bitmesini bekliyor.''
Nasıl şimdi ikna oldunuz mu uzay programında ne kadar ilerideyiz.

Bir öneri de benden; uzaya ilk gönderilecek astronotumuz bu bilge (!) kişi olsun...