Refah Partisi'nde gelenekçiler ile yenilikçiler tartışması yaşanıyordu.

Milli Görüş tarihinde rastlanmayan bu ayrışma 2000 yılındaki büyük kurultayda iki adaylı seçime dönüştü. Necmettin Erbakan'ın da aralarında olduğu gelenekçilerin adayı Recai Kutan, Bülent Arınç gibi yenilikçilerin adayı ise Abdullah Gül idi.

***

Seçimlerin sonunda Recai Kutan 633 oy alırken, Abdullah Gül ise 521 oy aldı.

Yenilikçilerin aldığı oy Refah Partisi için milat oldu.

O kongrenin kazananı yenilikçiler olduğu kadar, içlerinde abi diye seslendikleri Bülent Arınç da kazandı.

Arınç, Abdullah Gül'ün aldığı 521 oydaki en etkili isimdi.

Yenilikçiler, Bülent Arınç'ı maymuncuk olarak kullanıp, gelenekçilerden önemli miktarda oy çalmayı başarmışlardı.

***

2000 yılındaki bu mücadeleye, bir de dönemin ANAP, DSP, MHP iktidarının ekonomik krizi eklenince Refah Partisi'nden kopan yenilikçilerin kurduğu AKP, altın tepside sunulan iktidarı aldı.

AKP iktidarının ilk yıllarında adına troyka denen Abdullah Gül, Recep Tayyip Erdoğan ve Bülent Arınç hegemonyası vardı.

Bülent Arınç'ı Manisa'da siyaset yaptığı yıllardan tanıyan biri olarak yaşananlara hiç şaşırmayanlardan biriyim.

Bülent Arınç'ın konuşmasını dinleyip ondan etkilenmemek imkansızdır.

Arınç'ın dili, olmayacak işleri olur yapacak kadar kuvvetlidir.

***

Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda yaşanan krizde Recep Tayyip Erdoğan Başbakan, Bülent Arınç ise Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı idi.

Krizi çözen görüşmeler ve kararların arkasında yine Bülent Arınç vardı.

Arınç, bu kez hem Abdullah Gül hem de Recep Tayyip Erdoğan adına krizi çözmeyi başaran maymuncuktu.

***

Aradan yıllar geçti.

AKP kuruluş ilkelerinden, çok seslilikten ve kendileri için çok önemli saydıkları istişareden vazgeçti.

Recep Tayyip Erdoğan'ın hem parti hem de devlet yönetimindeki tek adam politikalarından sadece partililer değil, vatandaşlar da şikayetçi olmaya başladı.

Bugün geldiğimiz nokta, AKP'nin kurucuları hatta troykası için yol ayrımının başlangıcıdır.

İktidar partisinin içine düşen kurt, kabuğu delerek dışarı çıkmıştır.

***

Bu gelişmeler yaşanırken, üstelik de Erdoğan tarafından hem başbakan yardımcılığı hem de meclis başkanlığı döneminde sık sık boşa düşürülen Bülent Arınç siyaset sahnesine yeniden neden çıktı?

Neden Cumhurbaşkanlığı danışma kurulu üyeliğini kabul etti, neden televizyon televizyon dolaşıp AKP içindeki çatlağı sıvamak için kolları sıvadı?

Neden bu kez de Tayyip Erdoğan adına maymuncuk görevini üstlendi?

Ekonomik nedenler demeyin, Arınç'ın ömrünün sonuna kadar yetecek ekonomik gücü var.

***

Bülent Arınç'ı iyi tanıyanların onun için kullandığı bilgece bir deyim var.

“Krizlerde güçlenen adam...”

Eğer işler yolunda gidiyorsa Arınç'ı ortada göremezsiniz.

Eğer işler sarpa sarmaya başlamışsa ve kriz çıkmak üzereyse Arınç sözü ele alır.

Her krizin maymuncuğu olarak sonuçta bonusları toplar.

Bunları da boşuna yapmaz.

1980 sonrası avukat olarak sıkıyönetim mahkemelerinde parlaması da bu maymuncuk özelliğindendir.

O gün bu gündür Bülent Arınç hep siyasetinin üzerine ekleyerek gelmiştir.

AKP'nin iktidar kavgası iyice kızışırsa, yine maymuncuk Arınç olacaktır.

Ancak bu kez kendi liderliği için açacaktır kapıları...