Okurumuz soruyor: “12 yıldan beri bir işyerinde çalışıyorum. 4 yıl önce işveren asgari ücret üzerinden 8 yıllık kıdem tazminatımı 3 taksit halinde ödedi ve buna ilişkin benden ibraname aldı. Şimdi emekliliğimi doldurduğum için işten ayrılmak istiyorum. Beni, ödenmesi gereken kıdem tazminatı hakkında aydınlatır mısınız?”


Kıdem tazminatı sadece işçilere tanınan bir hak olup, bundan sadece 4857 sayılı İş Kanununa tabi işlerde çalışan işçiler değil aynı zamanda 854 sayılı Deniz İş Kanununa göre işçi sayılan “gemi adamları” ile 5953 sayılı Basın İş Kanununa göre işçi sayılan “gazeteciler” de yararlanır. Ayrıca iş ya da toplu iş sözleşmesinde hüküm bulunmak koşulu ile 50 ve daha az işçi çalıştırılan tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde çalışan işçiler de kıdem tazminatına hak kazanabilirler. Buna karşılık 4857 sayılı İş Kanununun 4'üncü maddesinde kapsam dışı oldukları belirtilmesi nedeniyle ev hizmetlerinde çalışanlar ile çıraklar, stajyerler, memurlar ve sözleşmeli personel statüsünde kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar da kıdem tazminatı hakkından yararlanamazlar.


Bununla birlikte kıdem tazminatı hakkı iş sözleşmesinin sona erdiği her durumda söz konusu olmaz. İş sözleşmesinin belirli durumlarda işçi ya da işveren tarafından sona erdirilmesi veya işçinin ölümü halinde kıdem tazminatına hak kazanılır.


Bunlara kısaca değinmek gerekirse; 1) iş sözleşmesinin işveren tarafından ihbar önellerine uygun olarak ya da bu sürelere ilişkin ihbar tazminatının peşin ödenmesi suretiyle feshedilmesi, 2) iş sözleşmesinin işveren tarafından sağlık sebepleriyle haklı olarak önel verilmeden derhal feshedilmesi, 3) işyerinde işçiyi bir haftadan fazla süre çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması halinde iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedilmesi, 4) iş sözleşmesinin işçi tarafından sağlık sebepleri, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri ya da zorlayıcı sebeplerle haklı olarak feshedilmesi, 5) iş sözleşmesinin işçi tarafından askerlik nedeniyle ihbar önellerine uygun olarak feshedilmesi, 6) işçinin yaşlılık, emeklilik, malullük ya da toptan ödeme almak için işten ayrılması, 7) emekli olabilmek için gerekli olan yaşı doldurmamakla birlikte yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen yıl bazında sigortalılık süresi ile prim ödeme gün sayısını tamamlaması üzerine iş sözleşmesini feshetmesi, 8) kıdem işçinin evlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde kendi isteği ile iş sözleşmesini ihbar önellerine uyarak feshetmesi, 9) işçinin ölümü hallerinde kıdem tazminatına hak kazanılır.


Ayrıca yukarıda sayılan durumlardan herhangi biriyle iş sözleşmesinin sona ermesi söz konusu olduğunda, yine kıdem tazminatına hak kazanabilmek için işçinin işyerindeki kıdeminin bir yıldın fazla olması gerekmektedir.


Okurumuzun sorusuna gelince; uygulamada çok sık rastlandığı gibi işverenler ileride doğabilecek yüklü kıdem tazminatının bir kısmından kurtulmak için işçi çalışmakta iken ve hizmetine hiç ara vermediği halde o güne kadar olan kıdem tazminatını ödeyip işçiden buna ilişkin ibra belgesi de almaktadırlar. Yargıtay bu gibi uyuşmazlıklarda işçinin iş sözleşmesi feshedilmeden ödenen kıdem tazminatını ara yerde yapılan bir avans ödemesi olduğunu (örneğin Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 31.01.2011 gün ve 2009/4726-2011/1529 sayılı kararı), bunun ödeme tarihinden iş sözleşmesinin feshedildiği tarihe kadar yasal faiziyle birlikte, son olarak işçiye ilk işe girişinden iş sözleşmesinin feshedildiği tarihe kadar olan hizmetine göre hesaplanıp ödenecek olan kıdem tazminatından mahsup edileceğini karara bağlamaktadır. Bu nedenle okurumuza da ilk işe girdiği tarihten iş sözleşmesini emeklilik nedeniyle feshettiği tarihe kadar olan hizmeti için, son olarak aldığı çıplak ücreti ile diğer sosyal yardım ve yan ödemeler de dikkate alınarak bulunacak tazminata esas ücreti üzerinden ödenmesi gereken kıdem tazminatı tutarından, önceden ödenen kıdem tazminatının her taksitinin ödendiği tarih ile iş sözleşmesini feshettiği tarihe kadar olan, bu gün için yıllık yüzde 9 yasal faiziyle hesaplanacak tutarlarının mahsup edilmesi ve kalanının ödenmesi gerekmektedir.


Belirtilen şekilde ödeme yapılmaması halinde okurumuzun İş Mahkemesinde dava açması gerekmektedir.