Haber/Melda ÇETİNER - İzmir’de yaşayan 55 yaşındaki N.K., kendisini büyüten anneannesinin hikayesini anlatarak konuşmaya başlıyor. Yıllar önce kaybettiği anneannesi, 1960’lı yıllarda henüz 15 yaşındayken, aile büyüklerinin “mal bölünmesin” kaygısıyla, yüzünü hiç görmediği dayısının oğluyla evlendirildi ancak dört çocuk sahibi iken üzerine kuma getirilmesine karşı çıktı. 

N.K., “Hayattaki cesaretimi ondan aldım” dediği anneannesinin hikayesini şöyle anlattı:

Anneannem üzerine kuma getirilmesini kabul etmeyince, dedem testereyle kesmeye yatırmış kendisini. Anneannem evden kaçıp ağabeyine gidiyor ve boşanmak istediğini söylüyor. Ağabeyi, çevre baskısından çekinerek boşanmasına karşı çıkınca anneannem, ailesinden kalan tarla tapanı satıp üç çocukla Afyonkarahisar’dan Konya Akşehir’e taşınıyor. Büyük oğlan babada kalıyor. Akşehir’de bir ev alıyor ve çamaşır yıkayarak evini geçindiriyor. Sonra banka müdürünün evinde çalışıyor, çocuklarına bakıyor. İki oğlunu da bir arabacının yanına çırak veriyor. Arabacıyı,  ‘yevmiyelerini ben vereceğim” diye ikna ediyor. Çocuklar okuyup kurtarıyor kendilerini. Sonra kuma istemeyince büyük oğlan da yanına geliyor. Dört çocukla yaşam mücadelesi veriyor ama geri dönmüyor, bir daha da evlenmiyor.”

Babasının annesine uyguladığı şiddete de tanık olan N.K., “Annem yıllarca babamdan dayak yedi. Babam, belinden çıkardığı kemerle döverdi annemi ama iki kız çocuğuna fiske atmadı. Anneme yalvarırdım boşansın diye. Beş çocuklu, ekonomik özgürlüğü olmayan, ailesinin ‘çocuklarını bırak gel’ dediği annem, yıllarca bu hayata dayandı” dedi. 

ÇALIŞMAMI İSTEMEDİ’

Üniversitede muhasebe okuyan N.K, kendisinden iki yaş küçük eşiyle severek evlendiğini belirterek, 23 yıl süren evliliğini şöyle anlattı:

Eşim de üniversite mezunuydu. Bir kamu kurumunda memur olarak çalışıyordu. Benim çalışmamı istemedi. ‘Benim maaşım yeter, senin çalışmana gerek yok, çocukların anne ilgisine ihtiyacı var ’ diye karşı çıktı çalışmama. Herkesten kıskanıyordu beni. Arkadaşlarıyla içmeye giderdi, diğer kadınlar eşlerini arıyormuş, ben niye aramadım diye sorun çıkarırdı. Çok kitap okurdum, edebiyata ilgim vardı. Sosyal ortamlarda konuşmamdan, insanların beni dinlemesinden rahatsız olurdu. Özgüvenimi yitirmem için çok uğraştı. Bunu başarmaya da başlamıştı.”

TEPKİ GÖSTERİNCE…’

N.K., evlilikteki ilk sorunun oğlu henüz üç yaşındayken eşinin kendisini aşağılaması üzerine yaşandığına işaret ederek, çocuğunu alıp ailesinin yanına gittiğini, annesinin ısrarı nedeniyle geri döndüğünü söyledi. 

Sonrasında eşinden şiddet gördüğünü belirten N.K., “Bana iki tokat attı, gereken tepkiyi gösterince üçüncü tokadı atamadı. Havada uçup bir Kung-Fu hareketi yaptım, bir daha bana dokunamadı. Anneannem gibi oldum. Anneannem başka türlü direnmiş, ben başka türlü. İnsanın çocuğunun yanında dayak yemesi kadar onurunu kıran başka bir şey yok. 10 yaşındaki oğlum, ‘Boşan anne’ dedi bana. Evliliğimde aldatıldım da… Aldatılmak başka bir şey. İnsan kızgın yağa parmağını koyduğunda nasıl yanar, aldatılınca kalbim öyle yandı” dedi. 

N.K., kendisini ayrılığa götüren sürecin nasıl yaşandığı sorusunu yanıtlarken, şunları dile getirdi:

Evime alacağım bir eşya için mağazadan taksit açtırınca, dünyanın küfürünü yedim. Bunun üzerine iş bulup çalışmaya karar verdim. İş bulduğumu ve çalışacağımı  söyleyince, ‘gidemezsin, benden izin aldın mı?’ dedi. Ben de ‘izin istemiyorum’ deyince, ‘yolumuzu ayırırız, olacaklardan sen sorumlusun’ dedi. ‘Tamam ayıralım’ dedim. Çalışmaya başladığımda durduk yere iftiralar atmaya başladı. Çalışma arkadaşlarımdan telefonuma mesaj geldiğinde sorun çıkarıyordu. Arkadaşlarımın yanında taksitle eşya aldığım için azarladı beni. Lise çağındaki çocuklarıma boşanacağımı söylediğimde, hiç karşı çıkmadılar çünkü yaşananlara birebir tanık oldular."

Kendimi geliştirmeme izin vermedi” 

Hayatını yönetmek isteyen eşinin, evliliği süresince kendisini geliştirmesine izin vermediğini anlatan N.K., edebiyat tutkusunu boşandıktan sonra devam ettirdiğini ifade etti.

Boşanma davası açtığında eşinin kendisini vazgeçirmeye çalıştığını belirten N.K.,  şöyle konuştu:

Boşanmam eşimin zoruna gitti. Kredi kartım ondaydı, almak için buluştuk. Nasıl olduğumu sordu, ‘çok mutluyum’ deyince, kızımı arayıp dert yanmış. Çocuklarım da ‘iyi ki boşandın’ diyor. 10 yıl oldu boşanalı, hala barışmak için şansını deniyor. Çocuklar, ‘annemiz aradığı hayatı yaşıyor. Sen de kendi yolunu çiz’ diyor. Hayatımda biri olduğunu duyunca sarsıldı. Boşanmayı kolay atlattım. Edebiyatı çok seviyorum, şiir yazıyorum, edebiyat topluluklarında okumalara katılıyorum. Çok özgür ve mutluyum. Kendime güvenim yerine geldi. Anneannemin cesareti bana örnek oldu."