Bu ülkede öyle garip işler dönüyor ki insanın havsalası almıyor. Siyaset, medya, uyuşturucu mafya baronları bir üçgenin köşeleri gibi... İç içe yaşıyorlar, birlikte paylaşıyorlar. Peşinen konuşayım, temiz siyasetçileri tenzih ediyorum.

Hukuk devletlerinde böyle kirli işlere anında müdahale edilir devlet ve yargı gereğini yapar. Yolsuzlukların, hukuksuzlukların olduğu bütün ülkelerde kirli siyasilerin, kirli medya gruplarının, mafya ilişkilerine bulaştığı çok görülmüştür. Hani derler ya: "At izi it izine karışmış."

Bu söz tam da bu ilişkiler için söylenmiş olsa gerek. Şimdi konu şu: Tam 24 gündür televizyon ekranlarında, gazete köşelerinde, Türkiye'nin gündemindeki konu yeraltı dünyasının bilinen isimlerinden Sedat Peker'in Dubai'den art arda yayınlanan videoları...

Bu videolar, Türkiye'yi temellerinden sarsan ithamlarla dolu. İçişleri Bakanı ile Peker arasındaki restleşmeler sürüp gidiyor. Önemli iddialar ortaya dökülüyor. Bu iddialar daha da çoğalacak, kirli çamaşırlar ortaya dökülecek gibi görünüyor. İktidar ve yargı suskunluğunu koruyor. Savcılar harekete geçmiyor. Emniyet İstihbarat eski müdüründen çarpıcı açıklama: "Sedat Peker, bildiklerinin sadece yüzde 10'unu anlattı." Eski istihbaratçı emniyet müdürü Hanefi Avcı, Sedat Peker'in iddiaları için bu yorumu televizyon ekranında yaptı. Sanki bu ülkede her şey on numara beş yıldız, bütün sorunlar çözülmüş, Türkiye bu kirli işleri tartışıyor. Bir hukuk devletinin mafya ile ilişkisi olabilir mi hiç ?

Sayın vekiller, ey iktidar şimdi sıkı durun, bu ülkenin gerçek fotoğrafına bir bakın... Utanılası bu acı manzarayı bir görün. Bu ülkede halkın yüzde 20' lik bir kesimi, milli gelirin yarısına; yüzde 80'lik kesimi ise milli gelirin diğer yarısına sahip. Böyle bir tablo gerçekten vahimdir ve Türkiye için utanç vericidir. Zenginlerin yaşadığı lüks konutlar, şaşaalı hayat tarzları, yoksulların yaşadığı varoşlardaki kerpiç evler bu ülkenin kaderi olamaz sayın vekiller.

Ülkemizde yoksulluk o kadar çoğaldı ki, işsizlik o kadar çok arttı ki, esnaf, köylü, emekli o kadar perişan ki... Bu tabloyu görüyorsunuz değil mi? Siz ise Meclis'te otomatiğe bağlanmış ellerinizi talimatlar doğrultusunda kaldırıp indiriyorsunuz. Bu yaptığınız siyaset değil, bu yaptığınız halka hizmet değil. Bu yaptığınız olsa olsa sadece efendinize itiaat etmektir. Halkın derin sorunlarından uzaklaşmanızı bu millet affeder mi? Ülkemizdeki tablo iç açıcı değil. Bunca yolsuzluğa, bunca yoksulluğa karşı sizler Meclis'te hangi mücadeleyi verdiniz? Gören var mı? Eğitim, sağlık, konut, işsizlik, yaşlıların ve çocukların korunması, kadın cinayetlerinin önüne geçilmesi, toprak ve tarım reformu, üretimin artırılması, daha eşit ve adil bir yaşamı hayata geçirmek için hangi çabalarınız oldu? Katılımcı demokrasiyi ve halkın politik yaşama katılımı için, Siyasi Partiler Yasası'nı çıkarmak için Meclis çatısı altında gıkınız çıkmıyor. Seçim barajını aşağıya çekmek için bir çabanız bir gayretiniz oldu mu? Olamaz zaten.

Çünkü işinize gelmiyor çünkü efendinizden korkuyorsunuzöyle değil mi? Seçim zamanı bol nutuklarla, "Sizin sorunlarınızı biz çözeriz." diyenler siz değil misiniz? İşçinin, köylünün, emeklinin, esnafın, işsizin yüzünü biz güldüreceğiz diyenler siz değil misiniz? Açıkça söylemem gerekir ki AKP iktidarı on sekiz yıldır iktidarda. Halkımıza önemli vaatler verdi ve iktidara öyle geldi. AKP iktidarı bunca yıl Türkiye'yi boş işlerle meşgul etmeye devam etmekte. Toplumsal sorunlardan uzaklaşmakta, iktidarını sürdürmek için toplumu hep kutuplaştırmakta... Toplum, öyle ayrıştırıldı ki, iktidardan yana olanlarla olmayanlar diye ikiye bölündü. Devletin iş kapıları, iş olanakları sadece yandaş olanlara açıldı. İktidar, Türkiye'yi dış siyaseti çökmüş, içte barış ve kardeşlik duyguları köreltilmiş bir toplum konumuna getirdi.

Türkiye, üreten bir toplum yerine tüketen ve borçla yaşayan bir ülke haline getirildi. Kötü yönetim, toplumsal ruh çöküntüsünü de beraberinde getirdi. Toplumun ahlaki değerleri çöktü. Bu ülkede insanlar barış içinde olacaksa, kardeşçe birlikte bir arada yaşayacaksa öncelikle toplumun ekonomik gücünü artırıp halkı rahatlatmak gerekiyor.

Özgürlüklerin önünü açıp hukukun üstünlüğünü sağlamak gerekiyor. Adaleti mülkün temeli yapmak gerekiyor. Sosyal devleti, sosyal demokrasiyi rayına oturtmak gerekiyor. Ben bu halkı da anlamış değilim. Gel gör ki bu kadar adaletsizliğe, bu kadar yoksulluğa, bu kadar işsizliğe ve eğitimsizliğe rağmen 18 yıldır oylar AKP'ye... Sosyal devleti, sosyal demokrasiyi savunan CHP ise hep muhalefette... Ben anlamadım arkadaş... Anlayana aşk olsun, aşk...