Futbol tüm dünyada bir spor olmaktan çıkmış durumda… Profesyonel olan ve vitrin önünde oynanan futboldan bahsediyorum. Oynayana spor yapma imkânı vermekten çok, para kazanmayı hedefleyen bir oyun ya da bir kurgu olarak karşımızda… Dışarıdan bu şaşaalı alana girmek de pek kolay değil doğrusu… Giren zaten biraz da akıllı oldu mu yedi sülalesini kurtarıyor! En çok paranın konuşulduğu dönem malum transfer dönemi... Oyuncuların ve kulüplerin zenginleştiği veya battığı dönem…
Hadi onlar profesyonel! Televizyona, gazeteye, yatırımcıya, paraya oynuyorlar! Peki ya bizim amatörler! Maalesef bu para illeti amatörleri de sarmış durumda… Transferinden tutun da maç başı ücretine kadar!
Transfer ile başlayalım. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), “Amatör Futbol Liglerinde Uygulanacak Esaslar” kitapçığında her şeyi ayrıntılı olarak açıklamış. Hangi yaş aralıklarında transfer oyuncu rızası ile yapılır, hangisinde kulüp muvafakati aranır. Ayrıca tüm bu transferler için federasyona katkı payı veya transfer harcı ne kadar yatırılır, hepsi…
Uzun uzun örnekler ile amatör transferlerde TFF kaç para istiyor, kim kime nerede ne zaman veriyor yazmanın bir anlamı yok! Önemli olan amatörde olmaması gereken, dönmemesi gereken parayı anlatabilmek!
Adı üzerinde amatör! Mesela yaş gruplarında oynayanlardan hiçbir şekilde transfer harcı veya başka bir adla para almayacaksın. Hatta transferinde yani başka kulübün alt yapısına geçişinde bile para söz konusu olamayacak. Haaaa, “yetiştirici bedeli” sözlerini duyar gibi oldum! Onu da devlet ödeyecek! Amatör yetiştiriciler oyuncu yetiştirerek TFF’nin ve diğer üretemeyen profesyonellerin üzerindeki çok büyük bir yükü aslında üstlenmiş oluyorlar. Karşılığını da profesyonellerden beslenen TFF bir zahmet üstleniversin.
Maç başlarına gelince… Siz devlet tarafındaki para trafiğini çözün, bizim amatörler maç başı ve benzeri uygulamaları makul ölçülerde çözer zaten!