Almanya, yeni dönemin siyasi tablosunu netleştirdi. Ülkeyi gelecek dört yıl boyunca yönetecek koalisyon hükümetinin tüm detayları tamamlanırken, bakanlık koltuklarına oturacak isimler de kesinleşti. Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partileri ile Sosyal Demokrat Parti (SPD) arasında varılan anlaşma sonrası kabinenin tüm üyeleri belirlendi.
Yeni hükümet kadrosunda toplam 17 bakan görev yapacak ve bunların 8'ini kadınlar oluşturacak. Bakanlar, yarın Friedrich Merz'in Federal Mecliste başbakan seçilmesinin ardından yemin ederek görevlerine resmen başlayacak.
Merz'in siyasi yolculuğu başbakanlık makamında zirveye ulaşıyor
Almanya'nın yeni başbakan adayı Friedrich Merz, uzun ve inişli çıkışlı bir siyasi kariyerin ardından nihayet ülkenin en üst makamına ulaşmaya hazırlanıyor. 1955 doğumlu, evli ve üç çocuk babası olan Merz, hukuk eğitiminin ardından yargıç ve avukat olarak meslek hayatına başlamıştı.
Siyasi kariyerine 1989'da Avrupa Parlamentosu'nda milletvekili olarak adım atan Merz, 1994-2009 yılları arasında Federal Meclis'te görev yaptı. Ancak 2009'da siyasetten uzaklaşarak özel sektöre geçiş yapan Merz, çeşitli şirketlerde yöneticilik, avukatlık ve lobicilik faaliyetleri yürüttü. Siyasetteki uzun yıllarına rağmen, dikkat çekici bir şekilde Merz'in bakanlık, başbakanlık veya belediye başkanlığı deneyimi bulunmuyor.
2021'deki genel seçimlerde yeniden milletvekili seçilen ve 2022 Ocak ayında CDU Genel Başkanı olan Merz, 23 Şubat'ta düzenlenen erken genel seçimde CDU/CSU'nun başbakan adayı olarak yarıştı. Şimdi ise Almanya'nın gelecek dört yılını şekillendirecek hükümetin lideri olarak göreve başlamaya hazırlanıyor.
Dışişleri bakanlığında 60 yılın ardından CDU dönemi başlıyor
Yeni hükümette Dışişleri Bakanlığı görevine 62 yaşındaki Johann David Wadephul getirildi. Bu atama, Almanya'nın diplomatik çevrelerinde önemli bir değişimin habercisi olarak değerlendiriliyor. Zira 60 yılı aşkın bir sürenin ardından bu kritik bakanlık ilk kez bir CDU'lu ismin kontrolüne geçecek.
Wadephul, önceki dönemde dış ve savunma politikalarından sorumlu CDU/CSU Federal Meclis Grubu Başkan Yardımcısı olarak görev yapmıştı. Dış politika konularındaki tecrübesi ile tanınan Wadephul'un, bakanlıkta selefi Annalena Baerbock'tan farklı alanlara odaklanması bekleniyor. Ancak uzmanlar, özellikle Ukrayna politikasında önceki dönemin çizgisinin devam edeceğini öngörüyor.
Diplomasi dünyasına hızlı bir giriş yapan Wadephul, bakanlığa atanacağı açıklanmadan önce Avrupa'nın önemli başkentleri Paris, Londra ve Roma'ya ziyaretler gerçekleştirmişti.
Maliye bakanlığı SPD'nin güçlü ismine emanet
SPD'nin yükselen yıldızı ve eş genel başkanı Lars Klingbeil, yeni kabinede Başbakan Yardımcılığı ve Maliye Bakanlığı görevlerini üstlenecek. Klingbeil'in bu göreve getirilmesi, SPD içindeki ağırlığının ve koalisyon içindeki dengelerin bir yansıması olarak yorumlanıyor.
2009'dan beri Federal Meclis'te milletvekili olarak görev yapan 47 yaşındaki Klingbeil, 2017-2021 yılları arasında SPD Genel Sekreterliği görevini yürüttü. 2021'den bu yana partinin eş genel başkanlığını yapan Klingbeil, aynı zamanda SPD Meclis Grubu Başkanlığı görevini de sürdürüyor.
Son dönemde partinin en etkili figürlerinden biri haline gelen Klingbeil'in, Almanya'nın ekonomi politikalarına yön vermesi bekleniyor. Ekonomi çevrelerinden gelen ilk tepkiler, Klingbeil'in dengeli ve pragmatik yaklaşımının piyasalar tarafından olumlu karşılandığı yönünde.
Savunmada değişim yok: Pistorious görevine devam ediyor
Yeni hükümetin en dikkat çekici devamlılık gösterdiği alan savunma oldu. Önceki hükümette de aynı görevi yürüten Boris Pistorius, yeni kabinede de Savunma Bakanı olarak görevine devam edecek.
Almanya'nın en popüler siyasetçileri arasında gösterilen 65 yaşındaki Pistorius, özellikle Ukrayna krizinin en yoğun olduğu dönemde üstlendiği rolle dikkat çekmişti. 2006-2013 yılları arasında Osnabrück Belediye Başkanlığı yapan Pistorius, ardından 2023'e kadar Aşağı Saksonya Eyaleti İçişleri Bakanlığı görevinde bulunmuştu.
Pistorius'un göreve devam etmesi, Almanya'nın savunma politikasında radikal değişiklikler olmayacağının sinyali olarak değerlendiriliyor. Özellikle NATO içindeki taahhütler ve Ukrayna'ya askeri destek konusunda benzer politikaların sürdürülmesi bekleniyor.
Ekonominin direksiyonu özel sektörden gelen bir isme emanet
Yeni kabinede Ekonomi ve Enerji Bakanlığı koltuğuna özel sektörden gelen güçlü bir isim, Westenergie Yönetim Kurulu Başkanı Katherina Reiche oturacak. 51 yaşındaki Reiche'nin atanması, iş dünyası ile hükümet arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi hedefinin bir göstergesi olarak yorumlanıyor.
1998-2015 yılları arasında Federal Meclis'te milletvekili olarak görev yapan Reiche, 2013-2015 döneminde Ulaştırma Bakanlığı'nda müsteşarlık pozisyonunda çalışmıştı. Daha sonra milletvekilliğinden ayrılarak Yerel Şirketler Birliği Genel Müdürlüğü ve Westenergie Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerini yürüttü.
Reiche'nin özellikle yeşil enerji dönüşümü ve endüstriyel rekabet alanlarında Almanya'ya yeni bir vizyon getirmesi bekleniyor. İş dünyasının temsilcileri, Reiche'nin atanmasını Almanya'nın ekonomik rekabet gücünü artıracak bir hamle olarak değerlendirdi.
Türk kökenli Serap Güler dışişlerinde kilit pozisyona geliyor
Yeni hükümette en çok konuşulan atamalardan biri de Türk kökenli politikacı Serap Güler'in Dışişleri Bakanlığı nezdinde Devlet Bakanı olarak görevlendirilmesi oldu. CDU'nun önemli isimlerinden olan Güler, bu göreviyle hem Almanya'daki Türk toplumunu hem de Türk-Alman ilişkilerini yakından ilgilendirecek kararlarda söz sahibi olacak.
Güler, daha önce Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde uyum konularından sorumlu bakanlık görevinde bulunmuştu. Göçmen kökenli bir politikacı olarak Güler'in, Almanya'nın çok kültürlü yapısını dış politikaya yansıtması bekleniyor.
Türkiye'de de yakından takip edilen bu atama, iki ülke arasındaki ilişkilerin yeni dönemde nasıl şekilleneceğine dair ipuçları veriyor. Uzmanlar, Güler'in varlığının özellikle Almanya'nın Türkiye ve Ortadoğu politikalarında daha dengeli bir yaklaşım geliştirilmesine katkı sağlayabileceğini belirtiyor.
