Geçtiğimiz hafta Kadifekale'nin içinde bulunan mescit nedeniyle İzmir Vakıflar Bölge Müdürlüğü envanterine alınmasını ve belediyenin açtığı davayı gündeme taşımıştık.

Kullanım hakkı uzun yıllardır İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde olan Kadifekale'de yapılan tüm restorasyon çalışmalarının askıya alındığını, kısa bir süre önce hayata geçirilen Pagos Üretici Pazarı'nın akıbetinin belirsizliğini koruduğunu ve Kale içinde dokuma tezgahı bulunan kadınların Vakıflar Bölge Müdürlüğü'ne tezgah kirası adıyla borçlandırıldığını duyurmuştuk.

Aradan neredeyse 10 gün geçti ancak konunun tarafları olan İzmir Vakıflar Bölge Müdürlüğü ve İzmir Büyükşehir Belediyesi hiçbir açıklama yapmıyor.

En kısa sürede bir açıklama yapacaklarını ve bu belirsizliği ortadan kaldıracaklarını umuyorum.

Ama bugünkü yazının konusu bu değil.

Kadifekale'de yaşanan bu durumu gündeme taşıdığımız hafta, tamamen tesadüftür sanırım, TRT Kadifekale'de yeni bir mescit bulunduğuna dair haber yaptı.

Haberde mescidin İzmir'in ilk müslüman ibadethanesi olduğu -ki tarihçiler de bunu doğruluyor- ve en önemlisi varlığının yeni tespit edildiği ifade edildi.

Kaynak olarak da Smyrna Antik Kenti Kazı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Akın Ersoy gösterildi.

Mescidin yeni bulunduğu iddiası tamamen algı yönetimine yöneliktir.

İzmir Vakıflar Bölge Müdürlüğü Kadifekale'de her ne yapmak istiyorsa yapılan bu haberle dinsel temel üzerinden haklılık kazanmak istiyor.

TRT de bunun için toplumsal bir algı yaratmaya çalışıyor.

Zira bu mescit yeni bulunmadı.

Bunu 'Kale Mescidi' tabelasının paslarından bile anlayabilirsiniz.

Ama Kale'ye çıkıp tabelaya bakmanıza gerek yok.

18-20 Ekim 2012 tarihlerinde Sivas Cumhuriyet Üniversitesi'nde bir sempozyum düzenlendi. Uluslararası Katılımlı XVI. Ortaçağ-Türk Dönemi Kazıları ve Sanat Tarihi Araştırmaları Sempozyumu adıyla düzenlenen sempozyumun bildirileri 2014 yılında yayınlandı.

Söz konusu sempozyumda sunulan bildirilerden biri de Bozkurt Ersoy, Akın Ersoy ve Harun Ürer tarafından sunulan İzmir'in Türk Dönemine Ait İlk Dini Yapısı: Kadifekale idi.

Bildiride şu ifadeler yer alıyordu;

Kadifekale'de, 2010 ve 2011 yıllarında, İzmir Smyrna Antik Kenti Kazıları kapsamında ortaya çıkırılan temel ve duvar parçaları, daha önce varlığı bilinen ancak mevcut olmayan, muhtemelen İzmir'in ilk mescidine ait olma olasılığı nedeniyle heyecan uyandırmıştır. 2011 yılı Eylül ayı itibariyle kazı çalışmaları tamamlanan yapı, konum olarak kale içinde topoğrafik açıdan bakıldığında ise iç kalenin en yüksek noktasında inşa edilmiştir. Yer yer temel seviyesinden itibaren yaklaşık 50 cm yüksekliğinde korunmuş duvarlarıyla bugüne ulaşan kalıntıların, ilk bakışta bir son cemaat yerine sahip mescid ya da camiye ait olduğunu söylemek mümkündür.

Bildirinin devamında yapının teknik özellileri hakkında geniş bilgiler de yer alıyor.

Görüldüğü gibi bu mescit 10 yıl önce tespit edilmiş 2011 yılında da kazı çalışmaları tamamlanmış bir yapı.

O tarihten bu yana mescit olduğu bilinen yapının şimdi yeni bulunmuş gibi gösterilmeye çalışılmasını anlamak mümkün değil.

İzmir Vakıflar Bölge Müdürlüğü neden 10 yıl bekledikten sonra mescidi bahane ederek Kadifekale'yi envanterine aldı?

Peki TRT neden bunu yeni bir habermiş gibi heyacanla ekranlarına taşıdı?

İzmir Büyükşehir Belediyesi olup bitenle ilgili neden bir açıklama yapmıyor?