İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Hyatt Regency İzmir İstinyepark’ta düzenlenen Uluslararası İnşaat Mühendisliğinde Tahribatsız Muayene Sempozyumunda (NDT-CE 2025) önemli mesajlar verdi. Ege Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen etkinlikte 28 ülkeden yaklaşık 150 uzman bir araya geldi. Katılımcılar, özellikle deprem riski yüksek kentlerde yapıların dayanıklılığını artıracak yeni yöntemleri tartıştı.
Başkan Tugay, Türkiye’nin aktif fay hatları üzerinde yer aldığını hatırlatarak, İzmir’in 17 diri faya sahip olduğunusöyledi. Bu fayların her birinin 6 ile 7.2 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeli taşıdığını vurguladı. Tugay, 30 Ekim 2020’de yaşanan depremde hayatını kaybeden 100’den fazla kişiyi anarak, “Bu acı deneyim bize kentin ne kadar hazırlıklı olması gerektiğini bir kez daha hatırlattı” dedi.
Fay hatlarının gölgesinde yaşayan şehir
Törendeki konuşmasında İzmir’in deprem riskine dikkat çeken Tugay, “Ülkemizin her bölgesinde olduğu gibi İzmir’de de deprem hayatımızın değişmez gerçeği. Bilim insanlarımızın verilerine göre 17 diri fay hattı şehrin sınırları içinde uzanıyor. Bunların üretebileceği yıkıcı sarsıntılar sadece İzmir’i değil, çevresindeki tüm yerleşimleri etkileme kapasitesine sahip” ifadelerini kullandı.
Tugay, afete hazır bir kent inşa etmenin yalnızca mühendislik çalışmalarıyla değil, aynı zamanda toplumsal bilinçle mümkün olacağını belirtti. “Kentimizi daha dirençli hale getirmek için bilimin ve teknolojinin sunduğu tüm imkanlardan yararlanacağız” diye konuştu.
Yeni deprem master planı geliyor
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde yürütülen Deprem Master Planı çalışmalarının detaylarını paylaşan Tugay, 1998-2000 yılları arasında hazırlanan Radius Projesinin artık güncelliğini yitirdiğini hatırlattı. Yeni planın üniversitelerle iş birliği içinde hazırlandığını söyleyen Tugay, yapılacak çalışmalar arasında şunları sıraladı:
-
Sismik tehlike analizleri
-
Yapı stoku envanteri
-
Mikrobölgeleme araştırmaları
-
Afet Risk Yönetimi ve Eylem Platformu’nun kurulması
-
Tsunami erken uyarı sistemleri
-
Tahliye haritalarının oluşturulması
Tugay ayrıca, belediye bünyesindeki tüm birimlerin olası afet anında koordineli hareket etmesi için Afet Acil Durum Müdahale Planını tamamladıklarını ifade etti.
Uluslararası iş birliğinin önemi vurgulandı
Sempozyumun açılışında söz alan Prof. Dr. Ninel Alver, bu tür toplantıların yalnızca akademik bilgi paylaşımı değil, aynı zamanda çevreye zarar vermeden daha güvenli altyapılar kurmanın yollarını tartışmak için kritik öneme sahip olduğunu dile getirdi.
Organizasyon Komitesi’nin diğer eş başkanı Dr. Daniel Algernon da tahribatsız muayene yöntemlerinin son yıllarda büyük bir çıkış yaptığını ve artık mühendislik dünyasında vazgeçilmez hale geldiğini belirtti.
2020 depremi sonrası bilinç yükseldi
İzmir İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Bengi Atak, 2020 depreminden sonra kentte bina güvenliği konusunda farkındalığın ciddi biçimde arttığını söyledi. Depremin ardından yaklaşık 20 bin binanın incelendiğini aktaran Atak, “Dayanıklı şehirler yaratmak her zamankinden daha önemli hale geldi” dedi.
Avrupa’dan gelen uzmanlardan dikkat çeken sunumlar
Münih Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Christian Grosse, “Sürdürülebilir Bir Altyapının Tasarımı ve Rehabilitasyonuna Yönelik Stratejiler” başlıklı sunumunda tahribatsız muayene yöntemlerinin maliyetleri düşürürken yapıları daha güvenli hale getirdiğini anlattı. Grosse, bu tekniklerin metro ve tünel gibi kritik yapılarda erken uyarı sistemi sağlayabileceğini ifade etti.
Konferans boyunca farklı ülkelerden gelen uzmanlar, uygulamalı atölyelerde yeni teknolojileri tanıttı ve sektörel iş birlikleri için zemin oluşturdu.
Teknolojiyle dirençli kentler hedefleniyor
Başkan Tugay konuşmasını, “Bizim için deprem gerçeğiyle yüzleşmek aynı zamanda teknolojik gelişmelerin ışığında ilerlemektir. Bu sayede daha güvenli kentler kuracak, afetlere hazır toplumlar yaratacağız” sözleriyle tamamladı.