Adalet, demokrasinin vazgeçilmez en önemli ayağıdır. Adaletin olmadığı yerde ne ekonomiden ne yatırımdan ne güvenlikten ne bağımsız dış politikadan bahsetmek olanaklıdır. Onun için ülkeyi yönetmeye talip siyasi partilerin birinci gündem maddesi bağımsız bir yargı mekanizmasını oluşturacak bir “yargı reformu” olmalıdır.

***

Adaletsizliğin getirdiği sosyal yapının onarımı, güven ortamının sağlanması, ülkenin geleceğini tayin edecektir. Adaletin olmadığı yerde suç, yolsuzluk artar, ekonomi çöker, uluslararası ilişkiler yara alır, dış yatırımlar durur, kredi kuruluşları nezdinde saygınlık yitirilir. Savcı ve hakim teminatı yok edildi, hakimlerin cüzdanları ile kanunlar arasında sıkıştırıldılar, siyasal baskılar altındaki bir ortamda hukuk ilkelerinin işlemeyeceği açıktır. Onun için evrensel hukuk ilkeleri çerçevesinde “biz ve onlar” ayrımı yapılmayan bir adalet reformu kaçınılmazdır. ‘Cumhurbaşkanı kim olacak’ sorusu ikinci planda kalmıştır. Önemli olan adalet reformunun nasıl yapılacağının koşullarını belirleyip bunu uygulayacak cumhurbaşkanını saptamaktır. Gerçek bir demokrasi istiyorsak bunu sağlayacak anlayışa “YOL” vermektir.