Haber / Güliz YILDIZ ZEREN


Türkiye’nin ilk kadın direksiyon eğitmenlerinden biri olan 45 yaşındaki Şoför Özlem Dalcı, yaklaşık 20 yıldır profosyonel olarak trafikte bulunuyor. “Araba kullanmanın cinsiyeti olmaz” diyen Dalcı, beş yıldır da kadın şoför olarak çeşitli kamu kurumlarında çalışıyor. Kendisi bize, Türkiye’de şoför olmanın değil ‘kadın şoför’ olmanın zorluklarını anlattı. Bir kadın olarak şoförlüğü meslek edinmesinden ötürü, çalışma arkadaşları ve taşımakla yükümlü olduğu kişilerin önyargılı olabildiklerini belirten Özlem Dalcı, “Önyargılı yaklaşım da psikojik bir şiddettir. Bu da trafikte karşılaştığımız şiddet kadar yıpratıcıdır. Trafikte çok sayıda olayla karşılaştım. Camı açıp bağıranlar, arabayı nasıl kullanacağımı söyleyenler, nasıl park etmem gerektiğini öğretmeye çalışanlar, arabama sakız atanlar. Trafikte kadınlar en çok sözlü, sözsüz (üstüne direksiyon kırmalar, arabayla sıkıştırmalar v.b), nadiren fiziksel şiddete de maruz kalıyorlar” dedi.

Adap dersi yetmez

Trafikte kadına şiddet olaylarının önlenmesine yönelik neler yapılabileceğine ilişkin konuşan Şoför Dalcı şunları söyledi: “Düşünün son iki yıla kadar sürücü kurslarında adap dersi yoktu. Bu bir farkındalık yaratabilir ama çözüm olmaz. Dersin konmasına neden olan şey de trafikte şiddet olaylarının artmasıdır. Kadına şiddet ne yazık ki ülkemizde kanayan bir yara ve istatistikler giderek arttığına işaret ediyor. Bu konuda verilen cezaların yaptırım gücü ağır olmalı. Trafikte kadına şiddetin önlenmesi için pozitif ayrımcılık olması ve cezasının iki kat olması gerektiğini düşünüyorum.”

Şoförlük mesleğine erkek mesleği olarak bakıldığını belirten Dalcı son olarak İzmir’in kadın şoförler için önemine işaret etti. “İzmir, kadın şoförlere verdiği değerle öncü bir şehir” diyen Kadın Şoför son olarak şunları söyledi: “İzmir Büyükşehir Belediyesi toplu ulaşımda kadınlara şoför olarak istihdam alanı açmasıyla Türkiye’deki diğer illere öncülük etmiş, kalıpları yıkmıştır.”