Haber/Dilek ATLI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz Haziran ayında yapılan Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, tip 1 diyabet hastası 0-14 yaş arası çocukların hayat kalitesini artırmak amacıyla yaklaşık 11 bin 500 kişiye sürekli glikoz ölçüm cihazı veya ikamesi bir cihaz temin edileceğini açıkladı. Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Bilim Dalı Başkanı ve Diyabetli Çocuklar Vakfı Başkanı Prof. Dr. Şükrü Hatun, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarının tip 1 diyabet hastası çocuklar ve aileleri için sevindirici ve umut verici olduğunu belirterek uygulamaya geçiş aşaması hakkında henüz ayrıntılı bir bilgilendirme olmadığının da altını çizdi. “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasının çok önemli olduğunu ve sensörle ilgili mücadelemize bir yanıt olduğunu düşünüyorum” diyen Prof. Dr. Şükrü Hatun, aylık 2 bin lira tutarında olan sensör için tüm ailelerin eşit erişim sağlaması gereken bir formüle ihtiyacı olduğunu kaydetti.

SENSÖRLE NORMAL VE BAŞARILI ÖMÜR SÜREBİLMEK MÜMKÜN’

Sensör teknolojisinin hayati önemine dikkati çeken Prof. Dr. Hatun, “Tip 1 diyabetli çocuklar, aniden ortaya çıkan bir durumla karşı karşıya geliyorlar. Tip 1 diyabetlilerde, pankreastaki insülin üreten beta hücrelerinin hasar görmesi sonucunda insülin yetersizliği meydana geliyor ve ömür boyu insülin hormonunu dışardan almak durumunda kalıyorlar. Kuşkusuz ki bu bir hastalık ancak hep söylediğimiz gibi ‘hastalık’ kelimesini kullanmayı gerektirmeyen de bir durum aynı zamanda. Çünkü insülin hormonunu yerine koyduğumuz zaman normal ve başarılı bir ömür sürdürmek mümkün” diye belirtti. Hatun ayrıca, “Bu çocukların, yeterli sağlık bakımın yanı sıra herkes gibi, yani yaşıtları kadar, hayata katılım sağlamaları gerekli çocuklar. Durum böyle olunca tip 1 diyabetli çocukların insülin hormonunu en fizyolojik şekilde vermek için glukoz oranlarını sürekli izlemek gerekiyor. Sensör gibi teknolojiler, duruma entegre olan sistemlerle bize bunu yapma imkânı sağlıyor. Dolayısıyla sensöre erişim çocukların normal ve başarılı ömür sürdürmesini mümkün kılıyor” diye ifade etti.

AYRINTILAR BELLİ DEĞİL

Diyabetli Çocuklar Vakfı olarak herhangi bir yazılı açıklamanın kendilerine ulaşmadığını, yetkililerden bilgi almaya çalıştıklarını ama henüz tatmin edici yanıt elde edemediklerini belirten Şükrü Hatun, açıklamada yer alan 11 bin 500 kadar tip1 diyabetli çocuk sayısını ise şu sözlerle yorumladı: “Türkiye’de 18 yaşının altındaki tip 1 diyabetli çocuk sayısı yaklaşık olarak 25 bin. Dolayısıyla açıklanan bu rakam, Türkiye’deki tip 1 diyabetli çocuk sayısının yaklaşık yüzde 25-30’una denk geliyor. Büyük ihtimal bu, gelir durumuna göre ortaya çıkan bir rakam olabilir. Olması gereken, tip 1 diyabetli bir çocuk, insülin temini için nasıl hastanelerin endokrinoloji bölümüne başvurup bir reçete, bir rapor alıyorsa sensör için de bu yolun izlenmesidir.”

RAPORDA YER ALMALI

Prof. Dr. Şükrü Hatun, yapılan açıklamanın umut verici olduğunun bir kez daha altını çizerek konu ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:

“Türkiye’deki şeker hastası çocukların sensör dâhil, insülin pompası ve diğer diyabet teknolojilerine eşit erişimi için uzun zamandır çaba gösteriyoruz. Son 2-3 yıldır bu çabamız, aileler ile birlikte daha da yoğunluk kazandı. Cumhurbaşkanımızın bu açıklamasının önemli bir ilerleme olduğunu düşünüyorum. En azından bu konunun kabile toplantısında ele alınması, bazı bakanlıkların bu konuda hazırlık yaptığını da gösteriyor bize. Henüz ayrıntılar belli değil. SGK’nın ödeme sistemi içinde yer alan bir formülle bunun çözülmesi taraftarıyız. Bir çocuğa tip 1 diyabet tanısı konduğu zaman insülin ve kan şekeri ölçüm çubuğu ihtiyacı varsa, benzer şekilde sensör teknolojisinin de aynı kategoride yer alıp bunun da bir ihtiyaç olduğu göz önüne alınmalıdır. Böylece malzeme raporu üzerinden tip 1 diyabet tanısı konulan her çocuğa sensör de yazılmalıdır.”

Prof. Dr. Hatun, sözlerine şöyle devam etti: “Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın Türkiye’deki tip 1 diyabetli çocuk verileriyle ilgili yakın zamanda çalışmaları oldu. Dolayısıyla ayrıntısını bilmemekle birlikte bakanlık aracılığıyla temin yoluna gidileceğini varsayarsak, gelire, yani muhtaçlık seviyesine bağlı bir temin söz konusu olabilir. Bu, sınırlayıcı olacaktır. Muhtaçlık ihtiyacı ile sensöre olan ihtiyaç birbiriyle örtüşmez. Çünkü sensör ihtiyacı, tip 1 diyabet tanısı olan tüm çocukların eşit ulaşması gereken bir ihtiyaçtır. Örneğin anne baba öğretmen olan bir ailenin tip 1 diyabetli çocuğunu düşünelim. Zamlarla birlikte ayda 2 bin liraya denk gelen bir sensörün bedelini karşılamaları pek mümkün değil. Bu nedenle, sensörün koşulsuz olarak tüm tip 1 diyabetli çocuklara sağlanmasını savunuyoruz. Şu andaki açıklama bunu tam olarak karşılamasa da ilerleyen zamanlarda geliştirilebileceğini gösteriyor. Bu konuya kafa yoran yetkililerle görüştüğümüzde onları ikna edeceğimizi ve Türkiye’deki tip 1 diyabetli çocuklar için en iyi formülü elde edebileceğimizi düşünüyorum.”

AİLELER İYİ ANLATMALILAR

İnsilün pompa sistemlerinde SGK’nın 8 bin liralık destekte bulunduğunu ve böylece ailelerin tip 1 diyabetli çocukları için insülin pompası alabildiğini hatırlatan Hatun, “Aileler daha üst kalitede bir insülin pompası için nasıl ki 8 bin liralık desteğin üzerine fazladan ödeme yaparak ulaşım imkânına sahipse sensör için de aynı yöntem uygulanabilir. SGK tarafından sensörün bedeli ve kapsadığı yaş grubu her yıl, o yılın sosyoekonomik şartlarına göre güncellenebilir. Ben, bu yöntemin daha doğru olduğuna inanıyorum” diye konuştu.

Ailelerin her yolu kullanarak Türkiye’deki karar vericilere ulaşmalarını öneren Prof. Dr. Şükrü Hatun, sözlerini söyle tamamladı: “Sensör, sadece yaşam kalitesi için önemli değildir, tip 1 diyabet tedavisinin hayati bir parçasıdır aynı zamanda. Aileler, üst kademelere dünyanın gelişmiş tüm ülkelerinde, uluslararası kuruluşların bunu standart olarak önerdiğini, tip 1 diyabet tanısı almış çocukların 48 saat içinde sensör kullanımına geçmeleri gerektiğini anlatmalılar. İsveç, Almanya ve Fransa’da olduğunu gibi Türkiye’de de aynı beklentinin olduğunu vurgulamaları gerekiyor. Umarım, iyi düşünülmüş bir yöntem ile tip 1 diyabetli çocuklarımız için kaynaklarımız kullanılır. Bunun için biz de elimizden gelen desteği fazlasıyla vermeye her zaman hazırız.”