Haber / Emine ŞEKER YALÇIN

Rusya ve Ukrayna savaşında Rusya’nın orantısız güç kullandığını savunan İstanbul Kent Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasret Çomak, “Rusya, Ukrayna’nın tamamını işgal ve ilhak etmek istiyor. Zor günler geçiren Ukrayna’yı daha da zor günler bekliyor” ifadelerini kullandı.

Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan savaş ile ilgili önemli açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Çomak, “Rusya hiçbir zaman Ukrayna Devleti’nin bağımsız bir devlet olarak varlığını sürdürmesini kabul etmedi. Ukrayna’nın NATO ve Avrupa Birliği'ne üye olmak istemesi de eklenince Rusya harekete geçti. Çünkü Rusya Ukrayna Devleti’ni bir tampon bölge olarak kalmasını istedi. Ukrayna’nın NATO’ya üye olmasını istemeyen Rusya, NATO ile komşu olmayı ülkesine yönelik tehdit olarak algıladı. Rusya, Ukrayna’nın tamamını işgal ve ilhak etmek istiyor. Ancak, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bu düşüncesini kamuoyu önünde bu şekilde anlatmadı. Rusya, ‘Ukrayna Devletini silahsızlandıracağım’, ‘Ukrayna’yı tarafsız ülke haline getireceğim’ ve ‘Ukrayna’yı milliyetçi gruplardan arındıracağım’ gibi sebeplerle operasyonu başlattı. Bu operasyon devam ettikçe ve gün geçtikçe Ukrayna daha çok zarar görecek” dedi.

RUSYA İHLAL EDİYOR

Prof. Dr. Çomak, uluslararası insancıl hukuk kurallarına göre Rusya’nın Ukrayna’da sivillerin ölmesine sebep olmasının savaş suçu niteliği taşıdığına dikkat çekerek, “Savaşta tüm tarafların öncelikleri kadınları, çocukları, yaşlıları ve sivil masum insanları korumak ve güvence altına almak olmalı. Ama Rusya, masum sivillerin ölmesine ve yaralanmasına neden oluyor, askeri hedeflerin dışında stratejik kaynakları bombalıyor ve Ukrayna’nın alt yapısını kullanılamaz hale getiriyor” şeklinde konuştu.

ÜLKELER HAZIR DEĞİLDİ

Yaklaşık 3 milyon Ukraynalı vatandaşın ülkesini terk etmek zorunda kaldığını da hatırlatan Prof. Dr. Çomak, Ukraynalıların daha çok Polonya’ya gittiğini söyledi. Çomak, “Polonya, Romanya, Slovakya ve Moldova’ya sığınan Ukrayna vatandaşları, Birleşmiş Milletler Mültecilerin Hukuki Durumuna ilişkin Sözleşme kapsamında değerlendirilmiyor. Birleşmiş Milletler Hukuku’na göre henüz ‘mülteci’ statüsünde değil, sığınmacı konumundalar. Sığınmacılara bulunduğu ülkeler tarafından ‘mülteci statüsü’ verdiği takdirde mülteci sayılırlar ve sözleşmeden doğan haklara sahip olabilirler. Devletler bu hakları hemen veremeyeceği için başlangıçta bunlar Birleşmiş Milletler Hukuku’na göre ‘sığınmacı’ durumunda olurlar. Bu sebeple sığınmacılar, başta sağlık olmak üzere sosyal güvenlik, eğitim ve barınmada büyük sorunlar ile karşı karşıya kalacaklar. Sığınmacı olarak gittikleri ülkelerde mutlaka bu konular ile ilgili önlemlerin bir an önce alınması gerekiyor. 2011 yılında Suriye’de çıkan iç savaşı hatırlayabiliriz. Türkiye’ye gelen Suriyeli sığınmacılar için Türkiye’de de o dönemde hazır değildi. Türkiye, Suriyeli Sığınmacılar için ancak iki yıl sonra düzenleme yapabilmişti. Tam 2 yıl sonra Suriyeli sığınmacılar için çalışmalarını tamamlamıştı” diye konuştu.

TURİST SAYISI AZALACAK

Prof. Dr. Çomak, Türkiye ve Ukrayna arasındaki ikili ilişkilerin olumlu olduğunun da altını çizdi. Prof. Dr. Çomak, “Türkiye ekonomik olarak bu savaştan en çok zarar gören ülkelerden biri oldu. Mesela Ukrayna krizi nedeni ile Ukrayna ve Rusya’dan gelen turist sayısında önemli düşüş yaşanacak. Düşüşte Türkiye’ye girecek olan döviz girdisi de az olacak. Ayrıca, ülkemizde tarıma dayalı sanayide önemli. Ürettiğimiz tahıllar özellikle başta buğday dahil olmak üzere yeterli değil. Tarıma dayalı sanayi sektörünü dinamik tutabilmek için Rusya ve Ukrayna’dan tarım ürünleri ithal ediyoruz. Savaş nedeniyle ithalatımızda sıkıntıların yaşanması kaçınılmaz. Sektörün olumsuz etkilenmemesi için gerekli önlemlerin acilen alınması gerekiyor” dedi.

TARAFSIZLIĞIMIZI GÖSTERECEĞİZ

Türkiye’nin Rusya’ya yönelik ekonomik ambargo kararlarına katılmamasını ve ambargo uygulamamasını mantıklı ve yerinde bir karar olduğunu da açıklayan Prof. Dr. Çomak, sözlerini şu şekilde bitirdi: “Türkiye’nin sergilemiş olduğu politika oldukça başarılı ve tutarlıdır. Türkiye, Montrö Boğazla Sözleşmesi’ni de titizlikle uygulamalı ve her türlü tedbiri almalıdır. Ukrayna’ya insani nitelikteki yardımları koşullar elverdiği sürece sağlamalı. Biz ülke olarak tarafsızlığımızı göstereceğiz. Her iki ülke ile ortak çıkar esasına dayanan dengeyi ve iş birliğini sürdürmek zorundayız.”

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI NASIL BAŞLADI?

24 Şubat 2022 tarihinde, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, “Ukrayna’nın askerden ve Nazizm’den arındırılması” amacıyla başlattığı askeri operasyon. Putin’in önceden kaydedilmiş açıklamasının yayımlanmasından dakikalar sonra, başkent Kiev yakınları da dahil olmak üzere ülke genelindeki noktalara füze saldırıları başladı. Rus kuvvetlerinin; Rusya, Belarus ve Rus işgali altındaki Kırım’dan girerek Harkov şehri de dahil olmak üzere Ukrayna'yı işgal ettiği doğrulandı. İlk raporlar, bunun İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa'daki en büyük konvansiyonel savaş operasyonu olduğunu ilan etti.