Haber/Emirhan DURMAZ
30 Temmuz tarihinde Ankara’da 6 cemevine eşzamanlı olarak saldırılar gerçekleştirildi. Olay üzerine birçok ilde alevi dernek ve federasyonları açıklamalar düzenlerken, gündem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Hüseyin Gazi Cemevi’ne oruç açmaya katılmasıyla sarsıldı. Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Ege Bölge Temsilcisi Gülbahar Kaplan bu saldırıların kimler tarafından ve hangi amaçla yapıldığını çok iyi bildiklerini ifade ederek yüzyıllardır aleviler üzerine oynanan oyunların ve faillerin aynı olduğunu söyledi. Kaplan, “Gerçeğin yalan, yalanın ise gerçek olduğu bir dönemden geçmekteyiz. Krizlerde yaşanan bu tür kaotik eylemlerde biliyoruzki önce ötekileştirilenlerden başlanır. Her ne kadar biz yapmadık deseler de, bize şirin görünmeye çalışsalar da biz biliyoruz” dedi.

 

ASİMİLASYON POLİTİKALARI
Olayların ardında asimilasyon politikalarının yattığını dile getiren Gülbahar Kaplan, eşit yurttaşlık ve özgürlük taleplerinin baskılandığını belirtti. Kaplan, “Tüm bu saldırıların ardında tanımlanmayan haklarımız yatıyor. Ancak, ABF olarak şunu ifade etmeliyiz ki, buna izin vermeyeceğiz” diye konuştu.

Saldırıların peşini bırakmayacaklarını ve davaların sonuna kadar takipçisi olacaklarını belirten Kaplan, saldırganların yakalandığı açıklamasına da inanmadıklarını ifade etti. İktidarın davetlerle, iftarlarla, ziyaretlerle şirin gözükmeye çalıştığını ancak bunun kendilerinde karşılık bulmayacağını vurguladı. Gülbahar Kaplan, “Bize samimi şekilde gelmek istiyorlarsa önce haklı taleplerimizi karşılamalılar. Cemevlerimizin, ibadethanelerimizin yasal statüye kavuşması gerekiyor, alevilerin eşit yurttaşlığa erişmesi gerekiyor. Biz her zaman demokrasinin halklar adına eşit işleyişinden yanayız. İnançsal boyutta ön plana çıkıyoruz, ancak biz taleplerimizi dile getirirken yalnızca alevilerin haklarından bahsetmiyoruz. Kürtler, Ermeniler, Ezidiler… Tüm halklar adına evrensel olarak demokrasinin eşit işleyişinden söz ediyoruz” ifadelerini kullandı.

'DİZAYN EDİLMESİ KABUL EDİLEMEZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hüseyin Gazi Cemevi’ne oruç açmaya gitmesi ve alevi liderleri ile bir araya gelmesini de değerlendiren Kaplan, “Bizim kapımız herkese açık, herkesin de elini sıkarız. Ancak önemli olan şudur ki; sıktığımız ele dönüşmemeliyiz. Orada İmam Ali’miz, Hacı Bektaş’ımız var, Atatürk var. Neden değiştiriliyor? Bu kabul edilemez ve tepkimizi ortaya koyacağız. Ancak, bir diğer büyük mesele de Cumhurbaşkanı’nın postnişe oturtulduğu iddialarıdır. Çünkü bu asimilasyondur, zulümdür” dedi. Öte yandan iktidar kanadını eleştirirken kendi özeleştirilerini de vermeleri gerektiğini belirten Kaplan, “ABF olarak söylemeliyiz ki her dönem güce doğru meyil eden gruplar ortaya çıkmaktadır. Ancak şunu da belirtmeliyiz ki, bazı grupların hatalarını tüm alevi canlarımıza mal edemeyiz” diye konuştu.

BİRLİK, BERABERLİK VE ÖRGÜTLÜLÜK
Yaptıkları basın açıklamalarında alevi olmayan vatandaşların da kendilerini desteklediklerini belirten Kaplan, bu desteğin arkasında demokrat, yurtsever, ayrımcılığa karşı olan örgütler ile gerekli birlik mesajının verildiğine işaret etti. Kaplan kendi içinde de alevi derneklerinin örgütlü olmasının önemini vurgulayarak, çözümün birlik ve beraberlikten geçtiğinin altını çizdi.

İhraç süreci başlatıldı
Alevi Vakıfları Federasyonu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dede postnişine oturtulması ardından gelen tepkiler üzerine Hüseyin Gazi Cemevi yönetimini kınadıklarını ve Federasyon’un yönetim kurulu tarafından alınan kararla ihraç sürecinin başlatıldığını duyurdu. Konu dahilinde görüştüğümüz Alevi Bektaşi Federasyonu Ege Bölge Temsilcisi Gülbahar Kaplan, “Karar tüm alevi toplumu adına alınmıştır ve doğrudur” ifadesini kullandı.