Haber / ALİ RIZA KARASU

Darbe girişiminden sonra, öğretmen, akademisyen, savcı, hakim, avukat, memur, ordu mensubu, askeri öğrenci, doktor, hemşire, işçi, esnaf, gazetecilerden oluşan çok sayıda kişi gözaltına alındı. bunların bir kısmı tutuklandı. Hapiste 6. yılını dolduranlar var. Hain darbe girişiminin üzerinden 6 yıl geçse de mağduriyetler bitmedi. Aileleriyle birlikte yaklaşık 1.5 milyon kişinin süreçten etkilendiği tahmin ediliyor. Kamudan ihraç edilenlerin bir kısmı suçsuz bulunmalarına rağmen görevlerine iade edilmedi. KHK ile ihraç edilenler; geçen süreçte, 22 Aralık 2017’te göreve başlayan OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu’nun haklarında vereceği kararı bekledi. Çoğunun başvurusu reddedildi, bazılarının haksız şekilde ihraç edildiği belirlendi. Bazılarıysa, suç işlemedikleri yargı tarafından tescillenmiş olsa da komisyonun gözünde, ihraç edilmesi gereken kişiler oldu ve göreve iade edilmedi.

HAK İHLALLERİ

OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu’nun 27 Mayıs 2022 tarihli raporuna göre, KHK’larla 125 bin 678’i kamu görevinden çıkarma, 3 bin 213 rütbe alma, 270 yurtdışı öğrencilikle ilişiği kesilme, 2 bin 761 kurum ve kuruluş kapatma olmak üzere toplam 131 bin 922 “tedbir” işlemi gerçekleştirildi. Rapora göre, komisyona 127 bin 30 mağdur başvurdu. 17 bin 265 kişi hakkında “iade”, 106 bin 970 “ret” olmak üzere 124 bin 235 başvuruyu karara bağladı. 2 bin 895 dosyanın incelemesi ise devam ediyor. Komisyon ayrıca, 3 bin 580 dosya için ön inceleme kararı aldı. Kabul kararlarından 61’i kapatılan (dernek, vakıf, öğrenci yurdu, televizyon kanalı, gazete) kuruluşların açılmasına ilişkindi.

Euronews’in haberine göre, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 15 Temmuz 2020’de yaptığı bir açıklamada, darbe girişiminden bu yana toplam işlem yapılan kişi sayısının, 597 bin 783 olduğunu belirtmişti. Soylu’nun bu açıklamasının üzerinden geçen zamanda binlerce kişi hakkında daha işlem yapıldı. KHK’lılar, geçen 6 yıllık süreçte telafi edilemeyecek hak ihlallerine maruz kaldı. İşine dönemedikleri için psikolojik sorun yaşayanlar oldu, birçoğu da ülkeyi terk etti.

İNTİHAR EDENLER VAR

khkliplatformlaribirligi.org sitesindeki bilgiye göre sürecin başından Haziran 2022 sonuna kadar 638 kişi hayatını kaybetti. Bu kişilerin bir bölümü bunalımdan çıkamayarak intihar ederek, bir kısmı da çalıştıkları işyerlerinde iş kazalarında yaşamını yitirdi. İntihar eden KHK’lı sayısı net olarak bilinmese de sayısının 100’ün üzerinde olduğu tahmini kamuoyuna yansıdı. Mehmet Fatih Tıraş ve Fatma Demirel, intihar eden KHK’lılardan sadece ikisi. Tıraş, Çukurova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonometri Bölümü'nde araştırma görevlisi olarak görev yaparken, ihraç edildi. Akademisyen Tıraş aynı zamanda “Bu suça ortak olmayacağız” başlığıyla yayımlanan “Barış İçin Akademisyenler” imzacıları arasındaydı. Fatma Demirel ise sağlık çalışanıydı. Diyarbakır Çocuk Hastanesi'nde çalışırken ihraç edilmişti. Uzun bir süre işsiz kalan Demirel’in, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda uzun süredir iş aradığı anlaşıldı, iş bulamayınca intihar ettiği belirtildi.

AİLELER DE BUNALIMA GİRİYOR

KHK’lılara yönelik uygulama, ailelerini de etkiliyor. Diyarbakır'da Selahattin Eyyubi Üniversitesi'nde görev yaptığı sırada ihraç edilen ve 4 yıldır tutuklu olan Nurettin Odabaşı'nın 16 yaşındaki oğlu Bahadır Odabaşı, bu yıl intihar etti. İntihar nedeni “Bunalmışlık ve çaresizlik” olarak açıklandı. Bahadır Odabaşı toprağa verilirken, Elazığ Cezaevi'nde bulunan babası Nurettin Odabaşı’nın, Ordu'daki cenazeye elleri kelepçeli şekilde jandarma kontrolünde katıldığı görüntüleri sosyal medyada yer aldı.

MEZARDA İŞE İADE EDİLDİLER

Ölümler nedeniyle telafi edilemeyecek hak ihlalleri de yaşandı. Zeynep Binen, Yurdal Gökçe, Ahmet Çoban, Atila Yalçıntaş, Mustafa Çamaş, Salman Taş, Yahya Barça, Emine Yürükçü, Mehmet Nasır Sönmez, Ömer Faruk Arsoy, Gökhan Açıkkollu, Mücahit Karataş, Kazım Kurnaz, Bülent Uçar, Necdet Kalkan, hayatını kaybettikten sonra OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu tarafından görevlerine iade edildi.

'SOSYAL ÖLÜME TERK EDİLDİK'

KHK'ların yarattığı mağduriyet, mağdurların sosyal medya platformlarında sıklıkla dile getiriliyor. khkliplatformlaribirligi.org platformunda sorunlarını dile getirilenler, sosyal ölüme terk edildiklerini anlatıyor. Platformdaki bilgilere göre, ihraç edilenlerin aileleri devlet kurumlarında ve devletle bir şekilde ilişkisi olan özel şirketlerde çalışamadığı gibi çoğu özel sektörde bile iş bulamıyor; konut kiralayamıyor ve sosyal baskıya maruz kalıyor. KHK’lılar, işsiz kalmanın yanında yeni mesleki lisans edinememe, var olan lisansı yeniletememe, kredi kullandırılmama, yurtdışından yakınlarının gönderdiği parayı bankadan çekememe, KYK öğrenci bursunun kesilmesi gibi mağduriyetler de yaşıyor.

'YILLAR GEÇTİKÇE ÜMİDİMİZİ KAYBETTİK' 

1 Eylül 2016 tarihli 672 sayılı KHK ile ihraç edilen 40 binden fazla öğretmenden biri olan Mustafa G., ihraç edildiğinde, bu hatadan bir gün dönüleceğini düşünen, ama yıllar geçtikçe ümidini kaybedenlerden. “Hata oldu, düzeltilir” umuduyla ihraç kararının iptali için önce idare mahkemesine ardından da Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvurunun reddedildiğini belirten Mustafa G., Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin de “OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu” kararının beklenmesi gerektiğini gerekçe göstererek aynı yönde karar verdiğini kaydetti. “İhraç gerekçesi herkeste aynıydı, ‘Paralel Devlet Yapılanması ve terör örgütüyle iltisaklı olmak’” diyen Mustafa G., süreci söyle anlattı:

“Bazı öğretmen arkadaşlarım, gözaltına alınıp tutuklanınca çok endişelendim. İki çocuğum okuyordu. Maaşımdan başka da bir gelirim de yoktu. Kesilince ailemin geçimini sağlamak için aylarca iş aradım. Özel sektörde iş başvurusu yaptığım bütün yerlerden olumsuz cevap aldım. Gerekçe KHK’lı olmaktı. Özellikle ilk iki yıl çok zor geçti, ailece inanılmaz bir sosyal baskı yaşadık. İş bulamayınca günlük geçici işlerde çalışmaya başladım. Kiraz mevsiminde üreticiden kiraz alıp köyleri dolaşarak sattım. Toptancılardan aldığım kuruyemişleri işyerlerini dolaşarak sattım. Süreç içinde OHAL Komisyonu başvurumu reddetti. 2021 yılında torba yasada yer alan bir maddeye dayanarak İçişleri Bakanlığınca iptal edilen pasaportumun iadesi için başvurdum. Herhangi bir ceza almadığım için iade ettiler. Türkiye’de iş bulamadım. Başka çarem kalmadı, ailemle birlikte yurt dışına gitmek zorunda kaldım."