Haber/Didem ÇAM
Konya’da 09 -18 Ağustos 2022 tarihleri arasında düzenlenecek olan 5’inci İslami Dayanışma Oyunları’na Türkiye dahil 56 ülke katılacak. Yaklaşık 3 bin sporcunun katılımının beklendiği organizasyonda yarışacak sporculardan biri olan olimpiyat şampiyonu paralimpik masa tenisçi Abdullah Öztürk, İslami Dayanışma Oyunları’nın ülkemiz için tarihi bir fırsat olabileceğini söyleyerek “Kazanan Türkiye” olsun mesajını verdi. “Ülkemizde böyle büyük bir organizasyonun yapılacağından dolayı çok heyecanlıyız” diyen Öztürk, “Ülkemizin böyle organizasyonların altından nasıl başarıyla kalkabileceğini tüm dünyaya göstermek istiyoruz. Bizim için tarihi bir fırsat olabilir. Biliyorsunuz, ülkemiz henüz olimpiyatları alamadı. İslami Dayanışma Oyunları, umarım ilerleyen yıllarda olimpiyat süreci için de ön hazırlık olur. Konya’da turnuvaların çok keyifli olacağını düşünüyorum. Müsabakalarımız ayın 13’ünde. Takım arkadaşım Nesim Turan’la beraber final oynamak istiyoruz” diye konuştu.

MEN EDİLME KORKUSU VARDI
2016 Rio Paralimpik Oyunları’nda aldığı altın madalyadan sonra 2020 Tokyo Paralimpik Oyunları’nda da şampiyon olan milli oyuncu, Tokyo’daki tarihi zaferi 9 Eylül Gazetesi’ne anlattı.

Hazırlık döneminde pandemiden dolayı sıkıntılı bir süreç yaşadıklarını ifade eden Abdullah Öztürk, “Malum bir pandemi süreci yaşadık. Tokyo’ya hazırlanırken en formda olduğumuz dönemde 1 yıl erteleme kararı geldi. Tokyo’ya gittiğimizde turnuvaya 3 gün kala, bizim alt kategoride madalyaya oynayacak İsveçli bir oyuncu, Covid dolayısıyla turnuvadan men edildi. Bu durumu hocalarımız bize ilk başta söylemedi ama duyulduğu zaman stres bizde tavan yaptı. Performansımızı mı düşünecektik yoksa Covid olmamaya mı çalışacaktık? Her sabah test alıyorlardı. Akşam sonucu çıkıyordu. Covid dolayısıyla turnuvadan men ediliriz korkusu vardı. Böyle çok karmaşık duygularla geçirdiğimiz bir turnuvaydı” şeklinde konuştu.

İkinci başarı tesadüf değildir
“2016 Rio Paralimpik Oyunları’nda şampiyon olduktan sonra üstümde çok büyük bir sorumluluk vardı” diyen Abdullah Öztürk, şunları söyledi: “Beni yetiştiren hocam, ‘Başarıyı yakalamak kolay olabilir ama ikincisini yakalamak, başarının tesadüf olmadığını kanıtlamak zorundasın. Bundan sonra senin misyonun çok daha farklı olmalı. 2016’dan sonra ona göre çalışacağız’ demişti bana. Hep o madalya kürsüsünde kendimi hayal ettim. Kendimizi çok kapattık. Tokyo’da neredeyse ikili ilişkileri sıfıra indirmiştik. Yemekler odamıza geliyordu. Odadan antrenmana gidiyorduk. Covid önlemi açısından kalan zamanlarda inanın sohbet dahi etmiyorduk. Neticesinde mutlu sona ulaştık.”

Çok inatçı yapısı var
Başarısının sırrından da bahseden Öztürk, “Karadenizli olduğum için olabilir. Çok inatçı bir yapıya sahibim. Anlık başarılar beni tatmin etmiyor. Hep istikrarlı bir şekilde ilerlemek istiyorum. Günümüz sporunun en büyük sıkıntılarından biri bu; kazanılan büyük başarıdan sonra genç sporcularımızın hepsi kayboluyor. Avrupa ve dünyada belli başarılar yakaladıktan sonra, olimpiyat sporcusu olur dediğimiz özellikle yıldız ve genç sporcularımız, bir bakmışsınız 1 sene sonra kaybolmuş gitmiş. Ben o kaybolanlardan olmayacağım. Başarıyı yakaladım ve üstüne koya koya gitmek istedim” diye görüş belirtti.

Efsane olmak istiyor
“Paris’te altın madalya alırsam eğer kariyerimi noktalayabilirim” diyen Abdullah Öztürk, “Naim Süleymanoğlu, Halil Mutlu gibi efsaneler arasına girmek istiyorum. Onlar bizim idollerimiz. Paris’te 3’üncü altını tabii ki almak isterim. Spor kariyerim boyunca hep şunu söylettirmek istedim: Masa tenisinden bir Abdullah Öztürk geçti. Masa tenisini tüm dünyaya tanıttı. Alabileceği tüm madalyaları aldı. Ülkemizin tanıtımını 10 numara yaptı. Daha da önemlisi beni ekranlarda görüp bu spora başlayacak nice engelli arkadaşlarıma yol haritası çizmek istiyorum. Kasım ayında dünya şampiyonamız var. En büyük hedefimiz o şu anda. Ondan sonra Paris var. Yaş ilerliyor, rakiplerimiz çalışıyor. 2024 Paris Olimpiyatları’nda hedef madalya diyelim. Paris’te altın madalya alırsam eğer kariyerimi noktalayabilirim. Yani, zirvede bırakacağım” ifadelerini kullandı.

Engellilere güvenin
Özel gereksinimli bireylere sahip olan ailelere de çağrıda bulunan milli tenisçi, “Çocuklarınıza güvenin. Onları spora teşvik edin. Sporla tanıştırın. Çocuğunuzun öz güveni olmayabilir ama onları zorlayın. Bir kere spor salonuna getirin, zaten gerisi gelecek. Ondan sonra isteseniz de siz çocuğunuzu spor salonundan çıkaramayacaksınız. Sizler bugün varsınız, yarın yoksunuz ama o engelli çocuğunuz hayatla tek başına mücadele etmeyi öğrenmek zorunda. Bu da sizin desteğinizle kamçılamanızla ve motivenizle olacaktır. Lütfen engelli çocuklarınıza güvenin ve onlara inanın. Ben yaptıysam onlar da yapabilir” dedi.