HABER/ AHMET ERKAN YİĞİTSÖZLÜ

Yaşamın her alanında olduğu gibi çalışma hayatının içinde, zor şartlarda hayat mücadelesi veren kadınlar bir 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü daha buruk geçirdi. Çünkü ülkemizde hala kadın cinayetleri en çok konuşulan konuların başında geliyor.

TÜİK’in açıkladığı verilere göre, ‘ev işleriyle meşgul’ kadınların sayısı bir önceki yıla göre 1 milyon 348 bin azaldı. Böylece TÜİK’e göre işgücü dahi sayılmayan kadınların sayısı Eylül 2020'de 10 milyon 056 bin oldu. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na göre TÜİK’in verileri bu şekilde açıklaması, kadın işsizliğinin gerçek boyutunun üzerini örtmeye çalışmak.

Çukurova’da tarım işçiliği yapan kadın işçilerle 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü konuştuk. Adana, Hatay, Mersin, Osmaniye ve Mersin’de portakal toplayan kadın işçilerin mesajı da aynıydı: “Kadınlar ölmesin yaşasın...”

Onlar daha iyi şartlarda yaşamak, ev ekonomisine katkı sağlamak, geçim sıkıntısı vb nedenlerle zor şartlarda çalışıyor. 20 yıldır tarım işçiliği yapan ve şu anda işçi çavuşu olan 45 yaşındaki Fadik Çavuş yevmiye hesabı değil kabala çalıştıklarını belirtiyor.

Gece 3’de kalktığını ve işçileri topladığını aktaran Fadik Çavuş, “Tarım işçisi olmak çok zor. Yemek kolay, toplamak çok zordur. İnsanların evlerinde yedikleri her şeyde kadınların emeği vardır. Özellikle limon toplamak ayrıca zor. Her tarafın yara bere içinde oluyor. Bu işleri erkeklerle beraber yapıyoruz. Her yerimiz dikenlerden yara bere oluyor. Ancak ne yapalım çalışmak zorundayız. Erkeklerden farkımız yok. Onların yaptığı işleri de yapıyoruz. Ayrıca eve gidip ev işlerini de yapıyoruz. Erkekler bu dünyada kadınlarla helalleşmeli yoksa öteki tarafta işleri çok zor” diyerek kadınların hakkının ödenmeyeceğini ifade ediyor.

Kadınlar günü ne bilmem

Fatma Kalkmış. Osmaniye Düziçi’nden Hatay’ın Erzin ilçesine portakal toplamaya geliyor. 54 yaşında. Kadınların hakkının ödenmeyeceğini dile getiren Kalkmış, “Ben tarım işçisiyim kendimi bildim bileli. Çukurova’da pamuk narenciye, fıstık toplarım, Karadeniz’e de gider fındık toplarım. Benim okuma yazmam yok ki 8 Martı, kadınlar gününü hiç bilmem. Bildiğim tek şey kadınların hakkı zor ödenir” diyor.

21 yaşındaki Sibil İdin. Yaklaşık 3 senedir tarım işçisi. Günde 500 kilo portakal topladığını belirten Sibil İdin, 'Okumak isterdim, okutmadılar' diyor sonra ekliyor; “İşimiz gerçekten çok zor ancak ne yaparsın çalışmak zorundayız. Kadınlar öldürmesinler başka bir şey istemiyoruz” sözleriyle kendini ifade ediyor.

60 yaşın üstünde olan Fatma Ana 15 yaşından bu yana tarım işçisi olarak çalıştığını anlatıyor. “Pamuk topladım, fındık topladım fıstık topladım” diyen Fatma Ana, “Kadınların kıymeti bilinmiyor. Erkekler kadınların hakkını ödeyemez. Bütün işler bana bakıyor. Kadınlar erkeklerin bütün işlerini yapıyor ancak buna rağmen dayak yiyor şiddete uğruyor ya da öldürüyorlar. Kadınlar öldürülmesin bu bize yeter” mesajını veriyor.

18 yaşındaki Ebru Yeter İdim ise bu sene başlamış tarım işçiliğine okumak istemiş ancak hayat şartları okumasına izin vermemiş. Okusam öğretmen olmak isterdim diyor. Yıllarca ablaları teyzeleri gibi tarım işçisi olmak istemediğini ancak hayat şartlarının kendisini buna zorladığını belirten İdim tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyor ve ekliyor. “Kadınlar ağır işlerde çalışmasınlar. Kadınlar ölmesin, mutlu olsun hep ayakta dursunlar.”

Osmaniye’de 21 yıldan bu yana fıstık temizlenme işiyle uğraşan Safiye çalışmaktan hayatın içinde olmaktan ve ev ekonomisine katkı sağlamaktan oldukça memnun. Evli ve 4 çocuk annesi Aysel Dere ise bir kadın olarak çalışmaktan memnun olduğunu belirterek, her kadına da çalışmasını tavsiye ediyor.

Osmaniye’nin Kadirli ilçesi Karatepe Köyü’nde 7 yaşından bu yana kilim dokuyan 70 yaşındaki Hacer Cafri yaptığı işi severek yaptığını belirtiyor. 70 yaşındaki Hacer Ana’ya 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü diyoruz. O şöyle diyor. “Çalışan, üreten ayakta duran kendi ayakları üzerinde duran, elinin emeği ile kimseye boyun eğmemeye kadınlar günü denir. Ben bu zamana kadar ne eşime ne de çocuklarıma ne de başkasına el açtım. Kendim kazandım kendim harcadım...”

O da kadınların erkekler tarafından öldürülmesine ve şiddete uğramasına anlam veremiyor ve tüm emekçi kadınlar adına şöyle haykırıyor. “Kadınlar ölmesin, yaşasın, Yaşasın ki dünya daha güzel bir yer olsun...”