Kadifekale bölgesinin ekonomisi daha çok küçük boy işletmelere ve esnaflığa dayanıyor. Burada yaşayan halk, geçimini daha çok  bu şekilde sağlıyor. Ancak Pandemi Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi Kadifekale'yi de etkisi altına almış durumda. Hal böyle olunca evlerinin geçimine katkı sunmaya çalışan  kadifekale sakinleri,  pandemi sürecinde yaşanan  işsizlik, ekonomik sorunlar ve artan hayat pahalılığından şikayet ediyorlar.

‘Kendimizi akşama kadar yakıyoruz ama yüz TL kazanamıyoruz’

Beş yıldır  Kadifekale’ de tandır ekmeği yaparak geçimini sağlayan  Riskiye Özal, geçen sene bir çok şeyin  ucuz olduğunu ve ekmek satışından kâr ettiklerini ancak bu sene hiç kâr edemediklerini, mecburen ekmek yaptığını, koronavirüs salgınından dolayı satışların düştüğünü ve geçinemediğini belirtti. Salgının süreci ile beraber insanların gelmediğini ve  iş yapamadığını belirten Özal "kendimizi akşama kadar yakıyoruz ama  yüz TL kazanamıyoruz" diye konuştu.

‘Beş yıldır işsizim’

Günün büyük bir bölümünü eşiyle birlikte  tandırda ekmek yaparak geçiren Mehmet Gülmez, ekonomik sebepler ve bunun sonucu olarak işsizlikten dolayı bu işi beş senedir yaptığını ifade ediyor.  "Sabah saat beşte kalkıyor, hamuru makinaya atıp yoğuruyoruz. Sabahleyin saat dokuzda iş başı yapıyoruz. Ekmek çıkartıyoruz." İşsiz olduğunu  ve ekonomik sebeplerden dolayı tandır ekmeği satarak geçinmeye çalıştığını belirten Gülmez,  "bir çocuğum okuyor, diğer çocuğum ise iş bulamıyor çalışamıyor. Bizde bu ekmekle geçimimizi sağlamaya çalışıyoruz" diye ifade ediyor.

‘Geçen yıl eve  katkımız iyi kötü oluyordu’

On yıldır Kadifekale’ de ekmek yapan Rukiye Atay, koronavirüs salgını sonrası elektrik ve su faturalarının fazla geldiğini geçinmekte zorlandıklarını belirtti. "Bir çuval unu eskiden 100-110 TL’ye alıyorduk şu anda 160 TL'ye almak zorunda  kalıyoruz.  Ekmeği bir buçuk iki liradan satıyorduk. Su anda ekmek üç lira oldu. Geçen yıl eve katkımız iyi kötü oluyordu geçiniyorduk. Ama bu yıl kesinlikle pandemi olduğundan beri hiç geçinemiyoruz. Ve hiçbir şekilde yetişemiyoruz" diye ifade ediyor.

‘Artık ip alamıyoruz’

Kadifekale surları içinde yirmi  senedir halı ve kilim dokuyarak geçimini sağlamaya çalışan Nuran Dağtekin,  koronadan dolayı kaleye kimsenin gelmediğini ve arkadaşlarının da kilim ve halı tezgahlarını açmadığını belirtti. "İplerimiz fabrikadan geliyor ve iplerin fiyatı çok pahalı oldu. Artık ip  alamıyoruz. Pandemi öncesi evime para götürebiliyordum şimdi işler çok kötüye gidiyor. Evime para götüremiyorum, kiramı ödeyemiyorum ve iş olmadığından dolayı  arkadaşlarım gelmiyor" diye konuştu.

‘Soğuk ama ekmek kazanmak için buradayız’

Yirmi beş yıldan beri memleketinden getirdiği pekmez, ceviz, peynir, zeytin, kuru üzüm gibi birçok doğal ürünü Kadifekale ’de satarak geçimini sağlayan  Adnan Acar, insanların alım gücü olmadığından satış yapamadığını dile getiriyor. "Satış olmadığı için pekmezleri yarım kiloya kadar yapıyoruz. Maliyeti yüksek olduğu için insanlar alamıyor. Soğuk ama ekmek kazanmak için buradayız. Ben ürünü pahalı yapmadım, ürünlerimiz ekonomik sebeplerden dolayı pahalı geliyor. Ekonomiye göre her şey pahalı zaten ve millet alamıyor"diye ifade ediyor.