Haber/Emine AKBABA
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İzmir'in Dikili ilçesinde 1'İnci Derece Doğal SİT Alanı olan bölgelerin statülerinin 2’nci Derece Doğal SİT Alanı statüsüne düşürüldüğünü açıkladı. Bakanlık tarafından 2014 yılında başlatılan “İzmir ve Manisa İlleri Doğal Sit Alanlarının Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesi” kapsamında yapılan incelemeler sonucu yayınlanan SİT haritasında, dereceleri düşürülen bölgeler arasında doğal güzellikleri ile bilinen Bademli ve Karagöller de yer alıyor. Bakanlığın bu kararıyla birlikte bölgede yapılaşmanın önü açılırken, aynı zamanda Rüzgar Enerji Santrali (RES), Güneş Enerji Santrali (GES) ve madencilik faaliyetleri de yapılabilecek. Çevre aktivistleri ise doğa talanına sebep olacak kararla ilgili harekete geçmeye hazırlanıyor.

'SERMAYENİN İŞTAHINI KABARTIYOR'
Bakanlığın kararını değerlendiren Bergama Çevre Platformu Sözcüsü Erol Engel, SİT derecesi düşürülen alanların “bakir” bölgeler olduğunu belirterek, “Bu bölgeler birilerinin iştahını kabartıyor. Özellikle güneye indiğiniz zaman Bodrum, Marmaris, Çeşme gibi turistik bölgelerde ciddi bir tıkanıklık var. İstanbul'un bu işle ilgili kafa yoran sermayesi, buraların SİT derecelerini bir şekilde düşürerek imara açıp bölgeden yararlanmak istiyor. Buralar çocukluğumuzdan beri denize girdiğimiz ve bildiğimiz yerler. Örneğin Pissa Koyu, tüm Ege Bölgesi'nden yaz aylarında insanların geldiği ve işletmelerin baskısı olmadan tatil yapabildiği bir yerdir. Denizköy de aynı şekilde. Bu kararla görünen o ki buralardan da rant devşirme, kâr elde etme derdine düşülmüş” dedi.

'GEREKLİ İTİRAZLARI YAPACAĞIZ'
Yalnızca yapılaşmanın değil madencilik faaliyetlerinin de önünün açıldığını belirten Engel, bölgede bir süredir RES artışı olduğunu da ifade etti. Söz konusu karara karşı bölge halkı ve çevre aktivistleri ile birlikte gerekli hukuki girişimlerde bulunacaklarını vurgulayan Engel, şunları söyledi: “Bir süredir buralarda RES'ler boy göstermeye başlamıştı. Korkumuz o ki bu kararla birlikte burada RES'ler, taş ocakları ve diğer madencilik faaliyetleri artacak. Bu durumun yaşanmaması adına gerekli itirazlarımızı yapacağız. Bölgenin korunması ve gelecek kuşaklara yaşanabilir şekilde teslim edilmesi hepimizin sorumluluğudur. Bu sorumluluğa sahip çıkacağız. Bunca yıldır bölgede dar gelirli insanların gelip denizden ücretsiz olarak yararlandığı noktalar var. Büyük oteller yapılarak halkın plajlarının elinden alınmasına da izin vermeyeceğiz. Gerekli hukuki girişimlerde bulunacağız.”

YAPILAŞMAYA AÇILDI
Ege Kültür ve Çevre Platformu (EGEÇEP) Eş Sözcüsü Doğu Işık, söz konusu değişiklikle birlikte Bademli’den Denizköy’e kadar büyük bir alanın yapılaşmaya açıldığını söyledi.



Işık, “Bademli Mahallesi’nde Killik, Deçemko, Pissa Koyu, Kalem Adası’nın işletme kısmı, Bademli Liman alanı ve Hayıtlı Koyu’ndan Denizköy Mahallesi’ne kadar büyük bir alan 'Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı' olarak tescil edilmiş durumda. Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanları ile ilgili olarak şu anda mevzuatımızda halen yürürlükte olan '109 sayılı Doğal Sit Alanları Koruma ve Kullanma Koşulları İlke Kararı' mevcut. Bu ilke kararına göre; söz ettiğimiz bölgelerde; madencilik faaliyetleri yapılabilecek, turizm tesisleri kurulabilecek” diye kaydetti.



'O BÖLGENİN SONU DEMEKTİR'
Söz konusu faaliyetlerin bölgenin doğal yaşamına ve dokusuna ciddi zararlar vereceğini ifade eden Işık, şöyle devam etti: “Bademli’den Denizköy’e kadar tescil edilen bölgede madencilik faaliyetinin yapılması o bölgenin sonu demektir. Buna karşı önlem olarak ya tekrar sit statüsü değişikliği yapılmalı ya da ilke kararında madencilik faaliyetlerini engelleyen değişiklikler getirilmelidir. Turizm tesisleri konusuna gelince; henüz okullar kapanmamış ve üniversite sınavları yapılmamışken dahi Dikili ilçesinde büyük bir yoğunluk mevcut. Sezon tam anlamıyla açılınca durumun ne olacağını kestirmek çok güç, altyapı böyle köklü bir değişikliğe hazır değil. Altyapı haricinde konuşacak olursak ülkemizin güzide sahil bölgelerinde yaşanan talanın Bademli ve çevresinde yaşanması ihtimali bile dehşet verici.”