Özel/Macit Sefiloğlu
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından Aliağa’da sökümüne izin verilen uçak gemisinin akıbeti merak edilirken, tartışmalar da şiddetlendi. Aliağa’da 40 yılda 5 bin kadar geminin söküldüğü belirtildi. Bergama’da 1990'lı yıllarda altın madeninin işletilmesinde kullanılan siyanüre halkın itirazlarını ve eylemlerini hatırlatan dönemin Belediye Başkanı Sefa Taşkın, “Bergama'da çevre olayının kitlesel hale gelmesi kolay bir süreç olmadı. Bu süreç halka, yerel yöneticilere uzun uzun anlatıldı. Paneller, toplantılar, bildiriler ile ile bilgilendirme ile başladı. Durum anlaşılınca, siyanür kamyonları bölgeye gelince halk sorgulamaya başladı. Köylerde barışçı eylemlerle Türkiye’nin ve dünyanın dikkatini çekmeye başladılar” diye konuştu.


'HALKA ANLATILMALI'
Türkiye’de devlet mekanizmalarının birçok mahkeme kararına karşın bu maden işletmecilerinin devam etmesini sağladıklarını anımsatan Taşkın, Aliağa gemi söküm tesisleriyle ilgili görüşünü de şöyle açıkladı: “Olay sadece şimdi gelen geminin Aliağa’ya sokulmaması değil. Aliağa’da asıl sorun bugüne dek yüzlerce geminin geldiği ve söküldüğü gerçeği. Yıllardan beri böyle buradan yayılan tozu insanlar soluyor. Ve insanlar, zamanla kansere dönüşen hastalıklara yakalanıyorlar. Buradaki gemi söküm tesislerinin sınırlandırılması, hatta kaldırılması gerekiyor. Böyle büyük gemilerin sökümü, Bangladeş, Pakistan, Hindistan gibi ülkelerde yapılıyor. Yani yoksulluğun çok olduğu, para için sağlıktan vazgeçilen ülkelerde. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin tepkileri doğru ama bunun toplumsal bir tepkiye dönüşmesi için halka anlatılması, gündemde tutulması gerekiyor.”

ÜLKÜ: DEVREYE GİRMELİ
Aliağa eski Belediye Başkanı Hakkı Ülkü ise zehir gemisine karşı yetkisi olan kurumların hiçbir şey yokmuş gibi davrandığını belirtti. Ülkü, “Aliağa’yı maalesef çöplük olarak görüyorlar. Hem denizden hem de karadan kimyasal tozların yarattığı kirliliğin önlenmesi konusunda belediyenin ve devletin görevleri var. Tanım yerindeyse ne belediye ne devlet topa giriyor. Belediyenin devreye girmesini sağlamak için çağrıda bulunmak lazım. Kaymakamlar da liman başkanı ile beraber bunlara müdahale etmeliler. Gemi söküm alanının kaldırılmasının doğru olacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

'Karar örnek oldu'
Sefa Taşkın, Bergama'daki direnişte köylü kadınların eylemlere ve itirazlara öncülük etmesinin dikkat çektiğini söyleyerek, “Maden şirketlerini savunanlar, 'Toprak altı zenginliklerimizin fakir bekçisi mi olacağız' diyorlardı. Mücadele edenler yargıdan çok önemli bir karar çıkmasını sağladı. 1996 yılında Danıştay 6. Dairesi, kamu yararı olmadığı ve insanların yaşama hakkına aykırı olduğunu belirtti. Yabancı şirketler bu madeni işletmekte ısrarcıydılar. O tarihlerde Yunanistan’a gittiler. Selanik civarında altın madenine karşı Yunanistan devleti, Danıştay’ın aldığı kararı göstererek iptal etti.”

Soyer: İzmir çöplük değildir
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, sosyal medya hesabından asbestli olduğu belirtilen NAe Sao Paulo isimli Brezilya donanmasına ait geminin Aliağa'da sökülecek olmasına tepki gösterdi. Soyer'in açıklamasında, “Asbestli gemiyi şehrimizde istemiyoruz. Kimilerine göre 900 ton, bakanlığa göre 9.6 ton asbest getirecek. Geminin şehrimize tüm zehirli atıklardan arındırılmadan gelmesini kabul etmiyoruz. Günümüzde bir mandıra açarken dahi kurumlardan ÇED raporu almak zorunludur. Oysa binlerce tonluk gemileri söken, yarattığı emisyon ve kirliliğin ölçümü ve kriterleri tespit edilemeyen Aliağa'daki gemi söküm tesisleri için böyle bir zorunluluk yoktur. Bu acilen değişmelidir. İzmir'imiz hiç kimsenin zehirli atıklarını kabul edecek bir çöplük değildir. Bu iki koşul yerine getirilene kadar bu geminin şehrimize gelmesine asla rıza göstermeyecek, kabul etmeyeceğiz” ifadeleri yer aldı.