Haber / Yusuf Özgür BÜLBÜL

Yaklaşık 10 yıldır faaliyette olan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin Genel Koordinatörü olan Murat Çakır, daha önce DİSK’e bağlı sendikalarda eğitim-örgütlenme uzmanlığı görevlerinde bulundu. İş yerlerinde işçi sağlığı ve güvenliğine yönelik tedbirlerin 2020 yılında da alınmadığını ifade eden İSİG Genel Koordinatörü Murat Çakır, “2020’yi pandemi süreci dışında değerlendirirsek değişen bir şey yok. Yine işyerlerinde alınmayan önlemler yine denetimlerin ertelenmesi yine sendikal örgütlülük üzerindeki baskı. Sonuç olarak yaralanmalar, sakatlanmalar, hastalıklar ve iş cinayetleri. Covid-19 dışındaki iş cinayetlerini ele aldığımızda ölümler geçen yıl ile hemen hemen aynı. Tarım, inşaat, taşımacılık gibi güvencesiz çalışmanın yaygın ve sendikalaşma oranının düşük olduğu işkollarında en fazla ölüme rastlıyoruz. Diğer yandan maden, metal, enerji, tekstil, gıda gibi sanayi işkollarında yoğun yaralanmalar, uzuv kayıpları ve tabi ki ölümler görülüyor. Özetle bu tablo pandemiden dolayı geri planda kaldı ancak durum aynı. Diğer yandan Covid-19 sonucu işçiler içinde yaygın ölümler yaşandı. Şu an tespit edebildiğimiz 600 civarında işçi Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti, binlerce arkadaşımız hastalandı. Diğer yandan ailelerimiz, emekliler vd. düşününce resmi olarak açıklanan yaklaşık 15 bin ölümün büyük çoğunluğu işçi-emekçi. Bu yüzden de Covid-19 bir işçi sınıfı hastalığı haline gelmiştir diyoruz” diye konuştu.

On binlerce işçi Kovid-19

Korona virüsün tespiti ardından halk sağlığına yönelik yeterli tedbirlerin alınmamasını eleştiren İSİG Genel Koordinatörü Murat Çakır, işçi sınıfının bu süreçte salgınla yüz yüze kaldığını belirtti. Çok sayıda işçinin korona virüse yakalandığının altını çizen Çakır şöyle konuştu: “Türkiye’de ilk resmi vakanın 11 Mart’ta tespit edildiği açıklandı. Ancak halk sağlığı-işçi sağlığına dair köklü önlemler alınmadı. Maske-mesafe-hijyen olarak tabir edilen önlemlerin bireysel inisiyatif temelinde alınması gerektiği iktidar sözcüleri tarafından dile getirildi. Diğer yandan hastanelere, fabrikalara, bürolara, atölyelere, tarlalara, inşaatlara vb. gidip çalışmak zorundaydık. Üretim-hizmet, ulaşım, beslenme, barınma vb. yani çalışma süreçlerinde iç içe olan, çalışma saatleri artırılan, fabrikadan çıkarılmayan, iş tanımı dışında işler yüklenen ve hastalansak bile ‘kapalı devre’ çalıştırılan bizler, yani işçi sınıfı salgınla yüz yüze kaldık. Yine işçi eylemleri yasaklandı ve binlerce arkadaşımız işten çıkarıldı. Geride bıraktığımız dokuz ayda on binlerce işçi Covid-19 hastalığına yakalandı ve onlarca arkadaşımız hayatını kaybetti. Yani sağlık emekçileri merkezli bir işçi kırımıdır şu an yaşadığımız. “Çarklar dönüyor, işçiler ölüyor” sloganını tam da bu yüzden kullanıyoruz.”

11 ayda 2 bin 32 işçi öldü

2020 yılında Aralık ayına kadar olan on bir aylık süreçte en az 2 bin 32 işçinin hayatını kaybettiğini aktaran İSİG Koordinatörü Çakır, bunlardan 600 civarının Covid-19 nedenli olduğunu söyledi. Çakır, “Ancak kısıtlı imkanlarımızla tespit edebildiğimiz tablo bu. Özellikle Covid-19 nedenli işçi ölümleri kat be kat fazla. Türkiye tarihinde en fazla işçinin öldüğü yıl 2020” dedi.

“Sendikasız çalışmak ölüm demektir”

2021 yılı için İSİG’in önerilerini de anlatan Çakır şöyle devam etti: “Bizim birçok talebimiz var elbet ancak yıllar içinde işçi sağlığı ve iş güvenliğine dair üç ana talebimiz oluşmuştu ve güncel olarak hala geçerli. Bunlar: bir, ölen işçilerin yüzde 98’i sendika üyesi değildir. Yani sendikasız çalışmak ölüm demektir. İş cinayetlerinin önlenmesi, sağlıklı ve güvenli çalışmanın ön koşulu işçi katılımıdır. İşçiler ancak sendikalaşarak bunu sağlayabilir. Ülkemizde sendikaya üye olan işçiler işten atılıyor, sermaye işyerlerinde sendika istemiyor ya da istediği sendikayı getiriyor. Devlet daha ileri giderek sendikaların yapacağı basın açıklamalarını, toplantıları ve grevleri yani toplu pazarlık hakkını yasaklıyor. Bu noktada işyeri İSİG kurulları, çalışan temsilciliği ve genel olarak sendikal örgütlenme üzerindeki baskılar sona erdirilmelidir. Grev yasaklarına son verilmelidir. İki, işyerlerinde işçilere keyfi bir biçimde iş tanımı dışında işler yaptırılıyor. Çalışma saatleri günde 10-12 saate ulaşıyor, üç vardiya ikiye düşürülüyor. Mesai ücretleri, izin hakları vb. verilmiyor. Özellikle taşeron işçiler bu koşullarda çalışırken şimdi taşerona rahmet okutacak kiralık işçilik gibi kölelik uygulamaları getiriliyor. Özelde veya kamuda tüm güvencesiz çalıştırma uygulamalarına son verilmelidir. Üç, iş cinayetlerinin sorumlusu patronlar, bürokratlar ve siyasiler yargılanmıyor. Yargılananlar ise çoğunlukla günah keçisi haline getirilen iş güvenliği uzmanlarıdır. Yine mahkemeler iş cinayetlerini cezalandırmıyor, failleri '24 taksitli para cezası vererek serbest bırakıyor'. İş cinayetlerinin sorumlusu patronlar, bürokratlar ve siyasiler yargılanmalıdır.”

“İSİG önlemleri alınmalıdır”

Pandemi sürecine dair İSİG’in taleplerini de açıklayan Çakır, bu taleplerin hayata geçmesi için mücadele verdiklerini aktardı. Çakır şunları sıraladı:

• Covid-19 tüm faal çalışanlar için meslek hastalığı/iş kazası olarak tanınmalıdır.

• İşyerlerinde başta üretim alanları olmak üzere ulaşım, beslenme, barınma gibi tüm alanlarda İSİG önlemleri alınmalıdır.

• Kronik hastalığı olan ve belli bir yaşın üzerindeki işçiler bu süreçte idari-ücretli izne çıkarılmalıdır.

• İşten atmalar yasaklanmalı ve bin 168 TL değil tam ücret ödenmelidir.

• Çalışma saatleri, ücretlerde kesintiye gitmeden azaltılmalı, 4-6 saat olarak düzenlenmelidir.

• İşçilere ücretsiz-yaygın testler yapılmalı, vakaların arttığı işyerlerinde üretime ara verilmelidir.

• Evden çalışan işçilerin çalışma saatleri düzenlenmeli ve iş için yaptıkları harcamalar karşılanmalıdır.

Kasım ayında 294 ölüm

Salgınla beraber işçi sınıfının tüm kesimleri ölüm ve açlık kıskacı altında... Kasım ayında en az 294, yılın ilk on bir ayında ise en az 2032 işçi hayatını kaybetti. Yüzde 57’sini ulusal basından; yüzde 43’ünü ise yerel basın, işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri, meslek örgütleri ve sendikalardan öğrendiğimiz bilgilere dayanarak tespit ettiğimiz kadarıyla Kasım ayında en az 294 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti...