Haber/ Sevda Taygar

Van’da 2011 yılında meydana gelen 601 kişinin yaşamını yitirdiği, 4 binden fazla kişinin yaralandığı ve 2 bin 262 ev, işyeri ve konutun enkaza döndüğü 7,2 şiddetindeki depreminin üzerinden 9 yıl geçti.Van Bölge Hastanesi’nin karşısında kurulan konteynırlarda 6 aile ise hala elektriksiz, susuz ve kötü koşullarda yaşam sürdürüyor.

Tarih 23 Ekim 2011 gösterirken, Van’da hayat durdu. 25 saniye süren 7.2’lik sarsıntı ile çok sayıda bina yerle bir oldu. Kentte yaşanan tarihin en büyük felaketlerden biri olarak kabul edilen depremde resmi rakamlara göre 601 yurttaş yaşamını yitirirken, 4152 yurttaş ise yaralandı. Depremin enkaza çevirdiği il merkezi ile Erciş ilçesi afet alanı ilan edilmediği gibi yapılan TOKİ konutları da fahiş fiyatlara depremzedelere satıldı.

Depremden sonra kiracı olup konut hakkı tanınmayan bazı yurttaşlar halen barakalarda yaşam mücadelesi verirken, uzmanlar ise deprem sonrası ağır hasarlı olmasına rağmen yıkılmayan binalarda insanların yaşadığına dikkat çekerek, önlem alınmaması durumunda yeni felaketlerin yaşanacağı uyarısında bulunuyor.

Bugüne kadar sorunlarının çözümü için bir çok yere baş vurduklarını ifade eden aileler, yetkililerin sorunlarını çözmek yerine elektriklerini keserek yaşam koşullarını daha çok zorlaştırdıklarını dile getirdi. Van’da ailelerin yaşadığı drama dikkat çeken CHP Van İl Başkanı Mehmet Kurukçu, sorunların çözümü için yetkililere çağrıda bulunurken, İMO Başkan’ı Fırat Durmaz ise son dönemlerde yaşanan depremlere dikkat çekerek, “Denetimsizlik nedeniyle bir çok insan yaşamını yitirdi. Buna rağmen alınmayan önlemler yeni felaketlere yol açabilir” diyor.

Deprem ülkesiyiz ama...

Yaşanan yeni bir depreme hazır olmadıkları son olarak Başkale’yi vuran depremle gördüklerini söyleyen Van İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Fırat Durmaz, yetkililerden yeni felaketlere yol açmadan kalıcı önlemlerin alınması çağrısında bulundu. Durmaz, “Başkale depreminde yakın zamanda Saray ve Özalp İlçeleri dahil olmak üzere 25 mahalle neredeyse tamamıyla yok oldu. Deprem aslında Van’da yaşanmamış olmasına rağmen İran’daki bir kentte yaşanan depremin Van’daki etkileri sonucunda yaşamış olduğumuz basit bir tetikte bile birçok evimiz harap oldu. Birçok mahallemiz neredeyse yerle bir oldu. Halen Van’ın imarı ile ilgili kaygılarımız var. Van ovası aslında Selimbey, Kale, Terzioğlu gibi bölgelerde halen sıvılaşma riski olduğunu bildiğimiz halde o bölgelerde imarı daha fazla açılması, o bölgelerde sıvılaşma riskinin hiçbir önlem alınmadan yapı stokunun giderek artması aslında deprem riskini de tekrar artırıyor” ifadelerini kullandı.

Sorunlar halen taze

Van CHP İl Başkanı Mehmet Kurukçu, depremin ardından 9 yıl geçmesine rağmen halen sorunların devam ettiğini ifade ederek, yaşanan bu durum karşısında hükümetin aldığı önlem ve tedbirlerin yetersiz olduğuna dikkat çekti. Kurukçu, “Depremin yarattığı acı bilançoya rağmen ne yazık ki önlem alamadık. Deprem sonrası Van’da binlerce TOKİ konutu yapıldı ama, 9 yıldır bir yılda bitirilen TOKİ konut sorunları maalesef halen devam ediyor. Halen Anadolu Konteynır Kentte 6 ailemiz yaşamak zorunda kalıyor. Devletin ve hükümetin buradaki sorunları görmesi gerekiyor” dedi.

İzmir önlemsizliğin tablosudur

Yakın bir zamanda Van’ın Başkale ilçesinde bir deprem yaşandığını ifade eden Kurukçu, İzmir deperemi hakkında da şunları söyledi; “Halen Başkale’de konteynır dışında bir çalışma ve önlem alınmadı. Ben kendimde konteynırda yaşayan bir insanım. Elektrik kesildiğinde konteynırlar buz dolabına dönüşüyor. Kışın konteynırlarda yaşamak kadar zor bir durum yok. Yaşanan depremlerle ilgili önlemin alınması için sayın genel başkanımız ve milletvekillerimiz soru önergeleri verdi. Maalesef son olarak İzmir’de yüzün üzerinde insanımız vefat etti. Bugün baktığımızda İzmir depremi tablosu yine önlemsizliğin, ihmalkarlığın tablosudur.”

Elektriğimizi kestiler

Deprem sonrası kaldıkları evler kiralık olduğu için TOKİ konutlarında hak sahibi olamayan bazı yurttaşlar ise Van Edremit yolu üzerinde boş bir alanda konteynerlerde yaşam mücadelesi veriyor. Bu yurttaşlardan biri olan Abdülkerim Elmas, depremden sonra ailesinin dağıldığını ifade ederek, “Depremden önce çok iyi olmasa da bir yaşam düzenim vardı. 9 yıldır burada yaşamak zorundayım. Yazın fare ve yılan kokusu kışın ise donma korkusu ile karşı karşıyayız. Geçen kış kaldığım konteynırın tavanları çöktü. Bu kış ne olur bilemem. Birkaç kez sorunlarımızın çözümü için yetkililere başvuruda bulunduk. Sorunların çözümü yerine elektriklerimizi kesitiler” diyor.

Akciğer hastası olan eşinin konteynırlarda zatürre olduğunu ve tedavi edemediği için iki yıl önce yitirdiğini ifade eden Sevgül Kıpçak’ın verdiği yaşam mücadelesi tam bir insanlık dramı. 9 yıldır konteynırlarda yaşamak zorunda kaldığını belirten Kıpçak, “Eşim gırtlak ve akciğer kanseriydi. Geçimimiz çok zor oluyordu. Eşimi mamayla besliyordum. Kışın çok soğuk oluyordu, elektrikler kesildiğinde yaşadığımız yer buz kesiliyordu. Eşim zatürre olmuştu. Üşümesin diye ocakta su kaynatıyordum. O suları pet şişelerine koyarak ayaklarının altına koyuyordum ısınsın diye. 9 yıldır ağır yaşam koşullarına maruz kalıyoruz. Konut için başvuru yaptım, bana kura çıkmadı. Bir kışı daha atlata bilir miyiz bilmiyorum. Ben buradan vicdan sahibi yetkili ve iş adamlarına sesleniyorum. Lütfen bize yardımcı olsunlar. Bu konteynırlarda hayvanlar yaşayamaz. Depremden önce eşim seyyar satıcılık yapıyordu bir şekilde geçimimizi sağlıyorduk. Eşim vefat ettikten sonra bir başıma kaldım. Ne yapacağımı bilmiyorum” dedi.

Burada hangi canlı yaşar?

Deprem sonrasının en ağır yükünü kadınların taşıdığını ifade eden Adilşah Demirhan, yaşadığı konteynırın içini göstererek, “Bakın lütfen burada hangi canlı yaşayabilir? Her taraf çökmüş yıkılmış. Depremde de depremden sonra da en ağır yükü biz kadınlar taşıdık. Temizlik işi bizde, yemek yapmak bizde, bulaşık yıkamak evi ısıtmak ve anlatamadığım bir sürü sorun bizde. Bütün bunların arasında çocuklarınızın bu enkazlar arasında hastalanıp ermesi ise ayrı bir dert, ayrı bir acı. Benim gidecek bir yerim ve imkanım olsaydı bir saniye bile burada durmazdım. Hayvan bağlarsan bu konteynırlarda durmaz. Fakat çaresiz kaldık. Tek ricamız devletin bu halimizi görüp bize sahip çıkması. Burada birçok çocuk ve erişkin insan öldü. Önümüz kış, bir önlem alınmazsa ya zatürreden ya da hastalıktan ölebiliriz” ifadelerini kullanıyor.

AFAD ne diyor?

Konu ile ilgili telefonla ulaştığımız Van AFAD yetkilileri, Van'da depremzedeler için 15 bin konut yaptıklarını, hak sahibi olanların tamamının bu konutlardan faydalandıklarını ifade ederek, “Aslında bu konu ile ilgili açıklama yapma yetkimiz yok. Fakat, biz depremde kiracı olan ve evi yıkılan binlerce aileyi TOKİ işbirliği ile konut sahibi yaptık. Devletimiz hiçbir yurttaşımızı mağdur etmedi. Aileler bence ilgili makamlara başvuru yapmalıdır. Zaten bildiğim kadarı ile çoğu sosyal yardımlaşma vakfından yardım alıyor” bilgilerini verdi.