Ekin GÖKALP

2020’nin çok önemli bir yıl olduğu gerçeği konusunda sanırım artık hepimiz hem fikiriz. Hem görünen hem de görünmeyen değişimler içindeyiz. Kozmik enerjinin bireyselden kolektife büyük bir hızla geçişine tanık olurken, belki de ilk kez kader ve yazgı kavramları üzerinde düşünür olduk. 2020 yazı ise geri giden gezegen hareketleri ve tutulmalarıyla karma sisteminin devrede olduğunu; kader ve yazgı çizgisi arasında kaldığımızı işaret etmekte.

Bir doktor, şaman ve antropolog olan Alberto Villoldo, Geçmişi Onarmak Geleceği İyileştirmek adlı kitabında, kader ve yazgı arasındaki farkı çok net açıklar. Yazara göre kader bizleri geçmişe bağlayan ve sınırlarımızı çizen her şeydir. Yazgıysa, kendi rızamız ve alın terimizle elde ettiklerimizdir. Kader kavramında dışsal olaylar bizi yönlendirir; bu akıntıda gitmek gibidir. Kaderimizi izlediğimizde, toplumsal şartlanmanın ve baskıların arasında kalır, uyum ve ödün verme eğiliminde oluruz. Kader kavramında yenilenmeye pek yer yoktur. Gerçekte kim olduğumuzu fark etmeyiz. Yazgı kavramında ise, potansiyellerimizin aktif kullanımı söz konusudur. Bu, en yüksek kapasitemizi kullandığımızda gerçekleşir. Bu noktada tutulmaların kader ve yazgı kavramlarını tetikleyen bir çeşit enerji ürettiklerini söyleyebilirim. Tarih boyunca tutulmalardan korkulmuş; hatta modern astroloji bile tutulmalardan sonra açığa çıkan negatif enerjinin fiziksel hallerini felaketler olarak yorumlamış. İster bireysel ister kolektif anlamda olsun, ortaya çıkan olumlu ya da olumsuz her şey aslında sadece tek bir tema içerir: kader mi yazgı mı?

Tutulmanın olduğu gün bir şey yaşanmak zorunda değildir. Güneş tutulmaları aslında birer yeniaydırlar, bu anlamda bilinmedik yeni (genelde olumlu) enerjilerle gelirler. Etkileri tutulmadan 15 gün öncesinde başlar ve tamamlanması bir seneyi bulur. 21 Haziran 2020’de Yengeç burcunda bir güneş tutulması yaşadık. Ağırlıklı olarak son iki seneyi toparlayan ve elimizdekilerle yeni adımlar atmamızı sağlayacak olan bu tutulmanın temelleri 2015 Ocak ayına dek uzanmakta. İkinci uzantısıysa 2020 Şubat. Bu tutulma evlilik, ortaklık, iş, ticaret, eğitim ve üretim gibi alanlarda bireysel anlamda hepimiz için farklı olayları anlatabilir. Genelde kader ve yazgı arasında sıkıştığımız hissini veren ani olaylar karşısında ya kadere yazgıyla karşılık verilecek ya da kader bu deyip yola devam edilecek. İyicil etkiler taşıyan ve kuzey ay düğümüne yakın duran bu güneş tutulmasının yazgı yolunda olması umuduyla. Güneş, aklı ve kişiliği temsil eder. Bu durumda önümüzdeki bir sene boyunca sağlıklı egoya geçebilmek, proaktif ilerlemek ve kazan kazan durumları yaratma becerisi geliştirmek söz ettiğim bu tutulmanın olası kötücül enerjilerini dengeleyebilir.

Parçalı ay tutulması

Ay tutulmalarıysa birer dolunaydırlar ama gerçek bir dolunayın tam on katı kuvvetindedirler. Ay, içe dönük enerjisiyle bilinçaltını, duyguları ve dişil enerjileri temsil eder. Her dolunay bir tamamlanma fazıdır bu anlamda 5 Temmuz 2020'de Oğlak burcunda gerçekleşecek Parçalı Ay Tutulması yine ağırlıklı son iki seneyi kapsayarak; 2017 Mayıs, 2019 Aralık ve 2020 Ocak aylarıyla bağlantılı enerjiler taşımakta. Önümüzdeki bir yıl içinde etkileri gözlenebilir. Yalnız buradaki enerji güneş tutulmalarındaki gibi üretken değil; daha pasif, içe dönük ve karmaşıktır. Karanlıkta kalan, bastırılan, hasıraltı yapılan her türlü duygusal enerji fizikselliğe geçmek için adım atar. Böylece sonuçları olumlu ya da yıkıcı olabilecek olaylar yaşanabilir. Genelde süregelen bazı olaylar biter. Yaşananların ruh üzerinde bıraktığı görünmez hasarın şifa bulması adına olan bu tamamlanma kişi için acı verici olabilir ama yaşanması gerekir. Önemli olan, biriken bu enerjiyi nasıl ortaya koyduğunuzdur. Yazgıyı devreye sokmaksa yine tercihtir. Yani bir şey bitecektir. Bu bitiş bizi olup biteni kabullenme ya da ayağa kalkıp yazgıyı seçtiğimizi ilan etme konusunda itecektir. Her ne olursa olsun olgunlaşan bir meyvenin ağaçtan düşme vakti geldiğinde düştüğünü biliriz. Bu değişim felsefesinin özüdür. Değişimden ve bitişten kaçmanın bir anlamı yoktur. Bizler her ay bir yeniay ve bir dolunay yaşarız ama ay tutulmalarının normal bir dolunaydan çok daha kuvvetli olduğunu ifade etmiştim. Dolunayların, bitirme enerjisini verimli kullanmak için, zararlı davranış kalıplarına, alışkanlıklara ve kurban ilişkisi yaşadığınız iş/ gönül ilişkilerine bir son verebilir, böylece olası kötücül enerjileri kontrol edebilirsiniz. Bu ay tutulması kötücül güney ay düğümü ile kavuşumda. Bitecek olan her neyse bizlerle uzun yıllardır birlikte. Geçmiş hayatlardan ya da bu hayatınızın erken dönemlerinden getirdiğiniz enerjilerin açığa çıkacağını aklınızda tutmanız önemli.

Yükselen burca göre etkiler

Öncü grup burçlar olan Koç, Yengeç, Terazi ve Oğlak’lar, her iki tutulmadan da direkt etki almaktalar. Hayatlarının her alanında, ağırlıklı olarak son iki ve genel anlamda son beş sene boyunca yaşananlar yeni bir kapı aralamak adına sonuçlanıyor. Oğlaklar ve Yengeçler, on dokuz yıllık bir dönemi de tamamlıyor ve otuz sene boyunca bir daha yaşamayacakları zorlu bir dönemi daha geride bırakıyorlar. “Sabırla dut yaprağı ipek gömlek olur” onları anlatıyor. Gömleği ya severek giyecekler ya da yırtıp atacaklar.

Sabit grup burçlar olan Boğa, Aslan, Akrep ve Kova’lar, yine söz ettiğim tarihleri dikkate alarak; özellikle sağlık ve para anlamında girdikleri yenilenmenin ilk iki senesini geride bıraktılar. İçinde oldukları Uranüs enerjisiyle daha uzun süre birlikte olacaklar. Tutulmalar zorlu olan bazı meseleleri çözecek ama onlar yedi sene daha ani, alışılmadık ve sarsıcı olayların gezegeni olan Uranüs’ten kontrolü bırakmayı, akışta kalmayı ve değişmek zorunda olmayı öğrenecekler.

Değişken grup burçlar olan İkizler, Başak, Yay ve Balık’lar ise duygusal hayatları, aile dinamikleri, iş ve aşk ilişkileri alanındaki zorlanmaların bir kısmını arkada bırakarak başka bazı alanlarda adım atmaya hazırlanıyorlar. Özellikle mali durumları yönetmek, derin ruhsal problemleri çözmek ve aile içi dinamiklerden daha az zarar alarak yola devam etmeyi öğrenecekler. Ben ve biz ikilemi, bazı iletişim çıkmazları önlerindeki iki buçuk yılın konu başlıkları olabilir.

Her tutulma özel enerjilerle gerçekleşir. Kader sistemi devrededir ama belirttiğim gibi yazgıyı seçmek adına adımlar da atılır. Önemli olan manzara değil ona nasıl baktığınızdır. Bu yüzden tutulmalardan korkmayı bırakmalıyız. Onlar bizleri ışığıyla yıkayan kapılar gibidir. Bazen o kapıdan girmek zordur ama önemli olan ilk adımı atabilmektir.

Kapıların her biri güzelliklerle açılsın o halde.

Negatif enerjinin fiziksel halleri

Tarih boyunca tutulmalardan korkulmuş; hatta modern astroloji bile tutulmalardan sonra açığa çıkan negatif enerjinin fiziksel hallerini felaketler olarak yorumlamış. İster bireysel ister kolektif anlamda olsun, ortaya çıkan olumlu ya da olumsuz her şey aslında sadece tek bir tema içerir: kader mi yazgı mı?