9 Eylül’ün İzmirliler için önemi büyüktür.
İzmir kurtulmuştur.
Türkiye kurtulmuştur.
Emperyalizme karşı ayağa kalkan Türk halkı yedi düvele karşı kafa tutmuş, bağımsızlık ateşiyle ay-yıldızlı bayrağımızı İzmir vilayet binasına dikmiş, ulusun devletini kurma yürekliliğini dünyaya duyurmuştur.
9 Eylül, İzmir’in ve Türkiye’nin kurtuluş günü olarak kutlanırsa eksik kalır.
Aklımın erdiği, dilimin döndüğünce 9 Eylül’ün anlamını yazayım.
Ulus devletinin kuruluşunun müjdecisidir.
Yurtta sulh, cihanda sulh diyen; barışı, insanı seven anlayışın kazandığının ilanıdır.
Demokrasinin, laik, çağdaş bir cumhuriyetin kurulmasının yolunun açıldığı gündür.
Kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesinin yolunun açıldığı gündür.
Yalnızca Zafer günü değildir 9 Eylül. Bir arada, kardeşçe, barış içinde yaşamanın, yolunun açıldığı, saltanatın, gericiliğin, yobazlığın da bittiği gündür.
Satırları ard arda sıralasak, onlarca satır anlatmaya yetmez bu önemli günü. Ancak 9 Eylül’ün “Bağımsızlık benim karakterimdir” diyen Mustafa Kemal Atatürk ve ona inananların yarattığı Türkiye’dir, vatanımızdır.

***


Bugünlerde acı içinde kıvranıyoruz.
Güneydoğu kentlerinden gelen çatışma haberleri, kurulan pusular, şehitlerimiz… Yıllardır akan kanın daha çok akması için oturdukları yerden ahkam kesenler
Evlerine ateş düşenler
Türkiye’de yaşayanların, birbirlerini hiç tanımayan, birbirini hiç görmemiş insanların, birbirinin canını sorgusuz, sualsiz alması…
PKK kanlı terör örgütüdür.
Kanın akması terör örgütünün işidir. PKK’nın terör örgütü olduğunu çok uzun bir süre toplumdan saklamaya çabalayan, “Açılım yapıyoruz” diyerek onlarla gizli, saklı toplantılar yapanların sorumluluğunu anlamak ve anlatmak gerekir.
Kürtler’in sorununun çözüm yeri parlamento olmalıdır.
İnsan hak ve özgürlüklerinin çözüm noktası da parlamentodur.
Bugünlerde yaşanan acıları aşmanın yolu teröre karşı toplumsal duruşu netleştirmek, barış için ses yükseltmek ve sorunun çözümünü toplumdan kaçırmadan uygulamaya koymaktır.
Bunu gerçekleştirecek anlayışın iktidar olması gerekmektedir.
Dil, din, ırk, mezhep ayırmadan, herkesin insan hak ve özgürlüklerden eşit yararlandığı, adaletin, hukukun herkes için eşit olduğu, kalkınmanın bölgesel olarak adaletle dağıtıldığı, işsizliğin hızla azaltıldığı ülkeyi yeniden kuramazsak bu sorunu da çözemeyiz.


***


Ortak bir geleceğimiz olmalıdır.
Yaşamanın insan için mutsuzluk, umutsuzluk olduğu ülkede barışı kuramayız.
Sorunun çözümü öncelikle kan akmasını durdurmaktan geçiyor.
Ne kan akıtan terör örgütü başarabilir, ne de silahla, bombayla bu işi çözümleriz anlayışında olan  anlayış bu sorunu çözebilir.
Sorunu çözecek olan halkın vekillerinin bir araya gelip el ele tutuşması ve samimiyetle uzlaşmasıdır.
Terör bitmeden, terör örgütü silahları bırakmadan bu sorunun çözümü hayal olmaktan öte bir anlam taşımaz…


***


Hep söylerim…
Me mutluki Eskişehir’de doğdum…
Ne mutluki İzmir’de yaşıyorum.
İki kent de demokrasi, laik ve çağdaş yaşamın, kardeşliğin, bir arada yaşama kültürünü benimseyen, herkesin kendisini, “İzmirliyim“, “Eskişehirliyim” diye tanıtabildiği örnek ve yaşanacak kentlerdir.
9 Eylül’ün anlamı özetle Türkiye Cumhuriyeti’dir.
Gözümüzden bile sakındığımız, göze gelen ve acılarla kavrulan Türkiye’miz ne bugünleri ne de savaşı körükleyip kendi gelecekleri dışında hiç bir şey düşünmeyenleri hak etmemektedir.
9 Eylül’ü anlarsak geleceğimizi daha güzel kurarız.