Hayırdır!

Günümüzde sanırım en çok kullandığımız sözcüklerden biri bu oldu… Sabah gözümüzü açmadan çalan telefona veya tıklayan kapımıza koşarken ellerimizi açarak, “Hayırdır inşallah!” diyoruz… Öyle ya, işte bu saatlerde karşımızdaki kişi “Sizlere ömür” dedikten sonra kötü haberi veriyor: “Babam, amcam, eşim bu sabah vefat etti!”

Zaten dünyayı saran salgın, siyasi ve ekonomik haberlere ilaveten sıralı veya sırasız ölüm haberleri bizi, bizden koparan üzüntülü saat ve günlere taşıyor… Allah inandırsın! Son 15 günde aralıksız bir yakınımı, bir iş arkadaşımızı kaybettim. Hatta hafta başında Tercüman Gazetesi’nde birlikte çalıştığım foto muhabiri kardeşim Ahmet Gümüşçü’nün cenazesine giderken kayınbiraderim mali müşavir Gürkan Türker’in vefat haberini almak çok, ama çok acı idi… Aile dostum duayen gazeteci- yazar Öcal Uluç’la bir türlü düzene sokulamayan, yollardan cenaze otosunun bile zorla ulaştığı Doğançay mezarlığına rahmetli Gürkan kardeşimi toprağa verdik. Ve de dün bu yazımı kaleme alırken acı acı çalan telefonumdan Öcal Uluç kesik kesik gelen sesini duyunca, “Hayırdır İnşallah” demekten kendimi alamadım. Evet, pek hayırlı haber vermedi!

Ankara’daki küçük kardeşim Kemal Uluç’u kaybettik!” dedi… Uluç Ailesi dün Ankara’da idi; karşılıklı başsağlığı trafiği yaşadık. Kemal kardeşime Allah’tan rahmet, Uluçlara da bir kez daha başsağlığı diliyorum…

* * *

İki alem arasındaki bu, “Hayırdır İnşallah!” trafiği gibi İktidarın uyguladığı ekonomi politikalarından da pek hayırlı haber gelmemesi ise 84 milyonu tedirgin etmeye başladı. Meselâ gazete manşetleri ve köşe yazılarında, “ülkemizde bol olan ne var?” sorusuna verilen

cevaplar şöyle: “Pahalılık, Yoksulluk, umutsuzluk ve güvensizlik var!

Kısacası, “Güven” çok önemli. Halkımızın güvenini sınırlarımızda kahraman ordumuz, ülke içinde İçişleri Bakanlığı'na bağlı emniyet teşkilatımız sağlıyor. 1981 yılında 2495 sayılı Bazı Önemli Kurum ve Kuruluşların Korunması kanunuyla özel güvenlik kavramı hayatımıza girdi, 2004 yılında 5188 sayılı yasa ile 2495 yürürlükten kaldırıldı ve bugünkü “özel güvenlik sektörü” oluşturuldu…

2006 yılından bu yana kendisini bu konuya adayan ve 2006 ‘de Karşıyaka’da ilk ve tek olan Karşıyaka Özel Güvenlik Eğitim Kurumu'nu, 2017 yılında da Menemen’de ilk ve tek olan Menemensu Özel Güvenlik Eğitim Kurumu'nu kurup, yöneticisi olan öğrencilerimden Hüseyin Hakan Mukiyen’i arayarak bu konuda uzun uzun konuştum.

1961 İzmir doğumlu olan Hakan Mukiyen, Kahramanlar İlkokulu, Atatürk Lisesi, Hava Astsubay Okulu’ndan sınıf birincisi ve 2000 senesinde İktisat Fakültesi’nden mezun olmuş. Bu arada 1996 yılında Özel Kuvvetler K. lığında Koruma eğitimi almış. 10 yıl Hava Kuvvetleri, Genelkurmay, Hava Eğitim komutanlıklarında korgeneral koruma ve emir subaylığı görevini yapmış. 2003 yılında kendi isteğiyle emekli olmuş, E. Korg. ile 2006 yılına kadar çalışmış. Evli ve 2 kız babası ve 2 torun sahibi… Yapmakta olduğu iş; iş kolu ve konumu Özel Güvenlik Eğitimi, kamu güvenliğini tamamlayıcı mahiyetteki özel güvenlik hizmetlerinin yerine getirilmesine ilişkin esas ve usullere uygun özel güvenlik görevlileri yetiştirmek. Hakan, kimler özel güvenlik görevlisi olabilir, şartları nedir sorumu şöyle cevapladı: “Özel güvenlik görevlisi (ÖGG) olmak isteyen 18 yaşından büyük, en az ilköğretim ( 8 yıl) mezunu, sağlıklı ve sabıkasız her TC. vatandaşına silahsız temel, 21 yaşından büyük en az lise mezunu silahlı özel güvenlik görevlisi olabilir. Özel güvenlik olarak çalışan ve çalışma süresi 5 yılı dolacak ÖGG yenileme eğitimi verilmektedir. Güven ve güvenlik ülkemizin önde gelen konularından biri olmuştur. Eğitim Kurumlarında 120 saat silahlı, 100 saat silahsız temel eğitim, 60 saat silahlı, 50 saat silahsız yenileme eğitimi verilmekte eğitimi başa

rıyla tamamlayan adaylar/ ÖGG yapılacak sınavlarda başarılı olmaları halinde silahlı/silahsız özel güvenlik görevlisi olarak çalışabilmektedirler.”

Sonuç; Güven, güvenlik çok önemli. Ah! Keşke siyaset sahnesinde ülke insanımızda ekonomiyi yönetenlere bir güvenebilse, başını yastığa endişesiz dayayabilse! Ne iyi olur değil mi!