Biz, galiba "İfrat"la "tefrit"i karıştıran bir toplum olduk!

İfrat: Herhangi bir konuda çok ileri gitme, ölçüyü aşma, aşırı davranma, taşkınlık...

Tefrit: Herhangi bir konuda geride kalma, yeterli ölçüde olamama durumudur.

Sözlüklere baktığınızda ifrat ve tefrit, Arapça orijinli kelimeler olup iki uçtaki aşırılığı ifade ettiğini görürsünüz...

Yazıma böyle bir giriş yapmamın nedeni de şu: Bizler, geçtiğimiz 24 Haziran'da bir genel seçimden, süper ligin şamatası ve kavgası bol "derbi maçından" fırlarcasına çıkmadık mı? Üstelik "Parlamenter rejimi" feda etmedik mi? 

"Başbakanlığı” da kaybetiklerimizin yanında bir "bonus" gibi verilmedi mi? Yani, Cumhuriyet kazanımlarımızdan 81 milyonun Cumhurbaşkanını kaybedip! "Partili Cumhurbaşkanı" dönemine apar-topar girdiğimizden bu yana, bir an olsun kendimize gelip, bir değerlendirme yapabildik mi? Üstelik, siyasi kültürümüzden uzlaştırıcı Cumhurbaşkanı yerine demokrasinin olmazsa olmazı milli bütünlüğümüz içindeki muhalefetteki siyasi partilerimizi ve de mensuplarını "vatan hainliği" ile itham eden, ayrıştıran bir muktedirin! hergün küfür ve hakaretlerine maruz kalan liderlerin ne hale getirildiğini kulaklarınızla duyup, gözünüzle görmediniz mi? 

Burada ele geçirilen gücün nelere kadir olabileceğini yukarıdaki "ifratla, tefrit" sözcüklerini "masum bir kavganın jenerik müziği" olarak göstermek mümkün mü?

Bay Kemal'ler, Bay Recep' ler, Bay Ünal'lar, bay falan filanlar... Sevgili vatandaşlar "duyduk, duymadık" demeyin! Tam 23 gün sonraki 31 Mart Yerel Seçimleri'ne "son Başbakan"ın "hızlı trenle" kendisini, surların arkasındaki İstanbul'a "hız sınırlamasını" aşarak gittiği gibi girdik. 

Ey vatandaş! Duyduk, duymadık demeyin; tutunacak tek dalımız gibi gördüğünüz yerel yönetimlerdeki belediye başkanlarımızı, yani bizleri idare edecek yerel iktidarın başkanlarını seçeceğiz... 

İstanbul, Ankara ve demokrasinin kalesi İzmir'de güçlü adaylar sahneye çıktı. Liderler, son başbakanlar, meclis başkanları bu üç ilde yarışacaklar. Tabii ki, birçok il ve ilçede belediye meclis üyelerini seçeceğiz. Bu arada mahallelerimizin "namus bekçileri" muhtarlarımız ve muhtar adaylarımız da seçime bir yandan asıl işleri seçim kartlarını, yerlerini eksiksik yaparak bu seçim telaşında karşımıza çıkacaklar. 

Her alanda vatandaş olarak 23 gün sonraki 31 Mart yerel seçimlerine "Hazır olun, sulhu seladan" diyerek sizleri vicdanlarınızla baş başa bırakıyorum. 

* * *

Ben gazeteci yazar olarak bu çok yönlü seçime kendi ironi çizgilerim içinde yaklaşmaya çalışırken, bir yandan da önümüzdeki günlerin İzmir'deki aktiviteler ile de ilgileniyorum. Örneğin açılan ihtisas fuarları, diğer toplumsal olayları da gözardı edemem...

Bakın bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü... Dünya Emekçi Kadınlar Günü de dün düzenlenen "8 Kadın, 8 Çözüm Manifesto" başlıklı panel ve forum, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen moderatörlüğünde yapıldı. Bu etkinlikte yakından tanıdığımız DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, siyasetçi Seniye Nazik Işık, iş kadını Gülfem Yorgancılar, mimar Ahenk Yılmaz, sanatçı Evrim Alasya, avukat Çağla Deniz Felamur, tarım emekçisi Suna Kalaycı ve psikolog İlknur Peder konuşmacı olarak yer aldı.

**

CHP'nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Tunç Soyer, EGİAD Ege Genç İş İnsanları Derneği üyeleriyle bir araya geldi. Dernekte projelerine dair bilgi veren Tunç Soyer, EGİAD ile Büyükşehir Belediyesi'nin bağlarını güçlendireceğine vurgu yaptı. Soyer, oluşturacakları Girişimcilik Şehir Fonu’nda EGİAD ile işbirliği içinde olacaklarını belirtirken, İzmir’i yeni bir “Silikon Vadisi” yapacağının da ilk sinyalini verdi.

Öte yandan İstanbul'da Ekrem İmamoğlu, "Son Başbakan" karşısında, Ankara'da Mansur Yavaş

da rakibi karşısında bir arpa boyu kadar değil, bir arpa tarlasından fazla yol aldı...

* * *

Sevgili  okurlarım, dün Perşembe'yi Cuma'ya bağlayan gece "Regaip Kandilimizi" de idrak ettik. Yoğun olayların yaşandığı bu günlerde Kandilimiz inşallah ülkemiz için hayırlara vesile olur.